Jameel Ailesinin iş, altyapı ve sorumlu büyüme konusunda BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile benzer arzuları paylaşıyor.

UN SDG 8 UN SDG 9 UN SDG 12Bu arzular, Birleşmiş Milletler’in Gündem 2030’daki 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (Sustainable Development Goals, SDG) ile kelimenin tam anlamıyla dünyayı değiştirmeyi amaçladığı hedeflerdir. Bazen, kolayca gözden kaçabilse de meselenin özünün son derece basit bir fikirdir: insanlara yardım etmek.

Elbette çevrenin korunması, gezegenin korunması, gıda ve su sistemlerinin iyileştirilmesi, eşitliğin güçlendirilmesi, uygun fiyatlı temiz enerjiye geçiş ve benzeri konulardaki bu iddialı hedefler, tek tek kendi içinde peşinin bırakılmaması gereken hayati önemdeki karmaşık hedeflerdir. Her birinin toplumumuz için çok etki alanı geniş sonuçları vardır. Nitekim gezegenimiz değilse bile toplumumuz, bu hedeflere ulaşılamaması durumunda hayatta kalma mücadelesi verecektir.

Ancak bu hedeflerin çoğunun temelinde, bazen büyük fikirlerin gölgesinde kaybolan çok daha basit bir hedef vardır: insanların değerli, tatmin edici ve en önemlisi de sürdürülebilir bir hayat yaşamalarına yardımcı olmak.

BM’nin SDG 8, 9 ve 12 hedeflerinin kalbindeki fikir budur:

  • SDG 8 herkes için sürdürülebilir, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, tam ve üretken istihdamı ve insana yakışır bir şekilde çalışmayı teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
  • SDG 9, insan sağlığını desteklemek ve finansal hizmetlere erişimi iyileştirmek amacıyla altyapıları geliştirme, Bilgi ve İletişim Teknolojilerine erişimi artırma gibi konulardaki alt hedefler beraberinde dayanıklı bir altyapı oluşturmayı, kapsayıcı ve sürdürülebilir endüstriyelleşmeyi teşvik etmeyi ve inovasyonu hızlandırmayı amaçlamaktadır.
  • SDG 12, sürdürülebilir tüketim ve üretim modelleri sunmakla ilgilidir. Gıda atıklarının yarıya indirilmesi, sürdürülebilirlik bilincinin artırılması, iş yaratan ve yerel kültürü destekleyen sürdürülebilir turizmin desteklemesi ile ilgili alt hedefleri içerir.

Ancak özellikle 2020-2021 yıllarında SDG’lerin çoğunda olduğu gibi bu hedeflere doğru ilerlemede de tutarsızlıklar ortaya çıkmıştır. 2021 ortalarına gelindiğinde 3 milyondan fazla yaşam kaybına, küresel ekonominin bozulmasına ve insanların hayatlarının tüm alanlarda olumsuz etkilenmesine neden olan COVID-19 küresel salgınının, bazı hedeflerde “yavaş” olan ilerlemeyi “ters yöne” çevirdiği söylenebilir.

Ardından gelen ekonomik gerileme ile 2020 yılında 119 ila 124 milyon insan daha aşırı yoksulluğa itildi ve 255 milyon tam zamanlı iş kaybı yaşandı. Turizm, en büyük darbeyi alan sektörlerden biriydi. Küresel olarak 2020 yılında uluslararası seyahatler 2019 yılına kıyasla %74 oranında azaldı; bu, 2009 küresel krizinden kaynaklanan kaybın 11 katından fazla olup 1,3 trilyon ABD doları tutarındaki dış kaynaklı turizm harcamasına tekabül etmektedir[1].

Altyapı ve endüstriler kapsamında küresel değer zincirlerini bozan bu küresel salgın, insan ve mal hareketini kısıtlayarak 2020 yılında üretimde %8,4 oranında önemli bir düşüşe neden oldu. Öyle ki, en az gelişmiş ülkelerde 2020 yılında üretimin %1,2’lik göz ardı edilebilir bir büyüme kaydetmiş olması beklenmektedir ve bu büyüme oranı aslında 2030 yılına kadar sanayinin GSYİH’deki payını iki katına çıkarma hedefine ulaşamayacak kadar yavaş bir orandır[2].

Sürdürülebilir tüketim ve üretim modellerinin sağlanmasına yönelik ilerleme; sadece küresel salgın nedeniyle değil, aynı zamanda tüketim alışkanlıklarının sürdürülebilir olmaktan daha çok uzak olmasından dolayı da son yıllarda buna benzer vasat bir tablo ortaya koymuştur. BM tarafından toplanan veriler, kişi başına küresel malzeme ayak izinde yaklaşık %40 artış olduğunu göstermektedir. Örneğin, 2000 yılında 8,8 metrik ton olan bu rakam, 2017 yılında 12,2 metrik tona yükselirken kişi başına yurt içi malzeme tüketimi aynı dönemde %40’tan fazla artmıştır. Benzer şekilde, son on yılda elektronik atık geri dönüşümündeki yıllık artış miktarı kişi başına 0,05 kg olmuştur. 2030 yılına kadar bu SDG hedefine ulaşılması için geri dönüştürülen tüm elektronik atık miktarının,[3]bu rakamın on katına çıkması gerekecektir.

İstatistiklerle ifade edilen bu tablo kesinlikle endişe vericidir. Ancak bu durum, motivasyonu kaybetmek ve vazgeçmek için bir gerekçe olmak yerine SDG’lere ulaşmak ve toplumumuzun, aslında gezegenimizin geleceğini korumak için çabalarımızı yeniden ikiye katlamak için bir katalizör görevi görmelidir.

Ve hâlâ dünyanın pek çok yerinde yaşanan küresel salgının etkilerine rağmen, bir umut ışığı mevcuttur. Topluluklar, dünya genelindeki daha önce hiç olmadığı kadar bir araya gelmiş durumdadır. Devletler, sağlık hizmetlerini genişletmek ve vatandaşlarının işlerini korumak için kararlı bir şekilde hareket etmiştir. Dijital dönüşümün hızı katlanarak artmış, emsalsiz bir küresel iş birliği sayesinde hayat kurtaran aşıların ve tedavilerin rekor sürede geliştirilmesi ve piyasaya sürülmesi sağlanmıştır.

Ayrıca, birçok alanda gelişime imkan tanıyan sağlam temeller bulunmaktadır. BM’nin SDG’lerle ilgili İlerleme Raporunda[4] belirtildiği üzere 2030 Gündemi’nin hedeflerine doğru ilerleyişi tekrar rayına oturtmak için “devletler, şehirler, iş dünyası, topluluklar ve sektörler; karbon emisyonlarını azaltacak, doğal kaynakları koruyacak, daha iyi işler yaratacak, cinsiyet eşitliğini genişletecek ve artan eşitsizliklerle başa çıkacak düşük karbonlu, sağlam ve kapsayıcı gelişim yollarını benimsemek için bu iyileşme sürecinin sunacağı fırsatlardan yararlanmalıdır.”

Jameel Ailesi olarak uzun bir geçmişe sahip hayırseverlik faaliyetlerimizle birlikte mobilite, enerji, su, finansal hizmetler ve sağlık gibi yaşam altyapılarının hayati parçaları olan sektörlere yatırım yapmayı taahhüt ederek BM’nin SDG 8, 9 ve 12 hedeflerini yansıtan bu amaçlar doğrultusunda üzerimize düşen görevi yapmaktan gurur duyuyoruz.

Örneğin, Community Jameel ve MIT tarafından ortaklaşa oluşturulan bir iş birliği projesi olan MIT’deki Abdul Latif Jameel Dünya Eğitim Laboratuvarı (J-WEL) eğitimin herkes için eşit fırsatlar sağlayabileceğine ve insanların iş yerinde potansiyellerine ulaşmalarına olanak tanıyacağına dair inancımızı yansıtmaktadır. Bir aylık bir eğitim, insanlara ömür boyu çalışma imkanı sunabilir ve bu insanlar çalıştıklarında topluma katkıda bulunma yeteneğine, öz saygınlığa, ailelerinde istikrara, harcamalar için paraya, özgürlük hissine sahip olur ve kendilerine değer verirler.

J-WEL üye kuruluşları, aşağıda belirtilen üç temel alana veya “ortak çalışmalara” odaklanarak eğitimde ölçeklendirilebilir değişime yönelik küresel fırsatları ele almak için MIT öğretim üyeleri ve personeli ile birlikte çalışmaktadır:

  • J-WEL pK-12: Eğitimde yeniliklerin tasarlanması, araştırılması ve uygulanması yoluyla okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini yeniden şekillendirmektedir.
  • J-WEL Yüksek Öğretim: Dünya genelinde öğrencilerin başarısı için yüksek öğretimi dönüştürecek küresel liderlerden oluşan bir topluluk oluşturmaktadır.
  • J-WEL İş Gücü Eğitimi: Dünya genelinde iş gücü eğitiminin niteliğini değiştirmek için okullar, şirketler, hükümetler ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla çalışmaktadır.

Community Jameel ile MIT arasındaki bir başka iş birliği de yine temel olarak insanların yoksulluktan kurtulmasına ve tatmin bulacakları bir hayat sürmelerine yardımcı olma tutkusuna sahip olan Abdul Latif Jameel Yoksulluk Eylem Laboratuvarı’dır (J-PAL). İş Gücü Piyasaları birimi, iş arayanları iş gücüne katmak, gençlerin çalışma dünyasına geçişlerini kolaylaştırmak, girişimcilerin başarılı olmak için ihtiyaç duydukları becerileri sağlamak ve işletmelerin büyüyüp yenilik yapmasına yardımcı olmak için faydalı olabilecek konuları değerlendirmektedir.

Önemli projeleri arasında, Uganda’daki gençler için sübvanse edilmiş eğitim programlarının etkinliği ve Hindistan’da kadın iş gücü arzı ile cinsiyet normları üzerinde mali kontrolün etkisi hakkında araştırmalar bulunmaktadır.

J-PAL uzmanları; rastgele değerlendirmelerden elde edilen bulguları, politika yapıcıların işlerine uygulanmasına destek vermenin yanı sıra araştırmalardan elde edilen genel sonuçları sentezleyen, politika yayınlarındaki değerlendirmelerden ve değerlendirme özetlerinden elde edilen sonuçları bir araya getiren ve İş ve Fırsat girişimi aracılığıyla yeni araştırmalara fon sağlayan politikalarla ilgili içgörüler de yazmaktadırlar.

Fırsatlar yaratmak

COVID-19 küresel salgınının kadınlar üzerinde, özellikle istihdam açısından orantısız bir etkisi olduğunu öne süren önemli araştırmalar vardır[5]. Bu, Community Jameel’in 15 yılı aşkın bir süredir çok çaba sarf ettiği bir alandır: kadınların eğitim ve istihdam fırsatlarına erişmesine yardımcı olmak.

Nafisa Shams Academy’de istihdam sağlayan yeni beceriler öğrenmek

Nafisa Shams, kadınların kaliteli el yapımı ürünler yapmalarına yardımcı olmak için entegre bir çalışma ortamı sağlamak amacıyla 2006 yılında Suudi Arabistan’da kurulmuştur. Bunu, özel eğitim programları ve üretim hatları aracılığıyla yapmaktadır. Bu, Suudi kadınların ailedeki sorumlulukları ve iş hayatındaki aktif rolleri arasında bir denge kurmalarına yardımcı olan evden çalışma programı gibi özel eğitim programlarını içermektedir. Nafisa Shams aynı zamanda Suudi Arabistan’daki tasarım ve el sanatları alanına odaklanan kadın işletmeleri için ilk kuluçka merkezlerinden biri olan Nafisa Shams Incubator’ı da kurmuştur.

Nafisa Shams’in başarısı, 2003 yılında Jameel Ailesinin istihdam fırsatları yaratma girişimlerini tek bir kuruluşta resmileştiren ve Arapçada “güzel varlık yolu” anlamına gelen Bab Rizq Jameel’in (BRJ) başarılarına dayanmaktadır. BRJ; Suudi Arabistan, Mısır ve Fas’taki gençlerin iş bulmalarına yardımcı olmaktadır. Yeni işletmeler ve startup’lar için finans ve destek imkanlarını genişletmesinin yanı sıra insanları iş fırsatlarıyla buluşturmakta ve ekonomik bağımsızlığa doğru bir adım olarak istihdam fırsatları yaratmaya yardımcı olmaktadır.

Hizmetleri üç ana programa ayrılmıştır.

  • BRJ İşe Alım: Bir dizi etkili istihdam ve eğitim programı ile umut vaat eden genç erkeklerin ve kadınların hayatlarına olumlu bir değişiklik getirmeyi amaçlamaktadır.
  • BRJ Mikrofinansman: Girişimcilere, küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ) ve ailelere esnek ve uygun fiyatlı ödeme planları ve ödemesi kolay aylık taksitlerle kredi sağlamaktadır.
  • BRJ Hizmetleri: KOBİ’lerin, yeni kurulan şirketlerin ve işletme sahiplerinin ticari hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için tasarlanmış kapsamlı bir iş hizmetleri paketi sağlamaktadır.

Bab Rizq Jameel ve başlıca girişimleri, kuruluşundan bu yana on binlerce girişimciyi, KOBİ’yi ve aileyi faizsiz kredilerle desteklemiş, 248.000’den fazla kadının iş hayatına girmesine yardımcı olmuş ve taksi sahipliği programı gibi çeşitli programlar aracılığıyla 35.000’den fazla küçük işletmeyi desteklemiştir. Verdiği desteğin toplam değeri 500 milyon ABD dolarını aşmaktadır.

Community Jameel’in başlıca ortaklarından biri olduğu MIT Kurumsal ForumuSuudi birimi, insanları güçlendirmek ve becerilerini geliştirmeleri için fırsatlar sağlamaya da çalışmaktadır. Bu birim, Suudi Arabistan’da özellikle her yıl düzenlenen bir yarışma yoluyla girişimcilik ekosistemini destekleme, teşvik etme ve kutlama hedefiyle kurulmuştur. Dünya genelinde yeni kurulan şirketlerin, işlerini Suudi pazarına genişletmeleri ve potansiyel yatırımcılarla tanışmaları için fırsatlar sunan üç günlük bir sergi olan Startup Investment Forum ’u organize etmektedir.

Benzer şekilde MITEF Pan Arab’ın bölgesel düzeyde ana hedefi, Arap Dünyası’ndaki girişimcilik ekosistemini teşvik etmek ve zenginleştirmek; aynı zamanda ekonomik büyümeyi kolaylaştırmak üzere tasarlanmış farklı program ve girişim portföyü aracılığıyla bölgedeki yeni girişimleri ve girişimcileri desteklemektir.

Dayanıklı altyapılar inşa etmek

Toplumumuzun yararına olacak “yaşam altyapısına” yatırım yapma taahhüdümüz, Abdul Latif Jameel Enerji ve Çevre Hizmetleri’nin önde gelen yenilenebilir enerji kolu olan Fotowatio Renewable Ventures (FRV) ile olduğu gibi hiçbir yerde daha somut bir şekilde hayat bulmamıştır.

ALJ Energy FRV Madrid Solar Farm
İspanya’nın Trujillo kentindeki FRV güneş fotovoltaik tesisi

FRV, yenilenebilir sürdürülebilir enerjiye geçişe yardımcı olmakta ve iklim değişikliğiyle mücadele için yeni teknolojiler araştırmaktadır. Faaliyetlerini sürdürdüğü beş kıtada 50’den fazla yenilenebilir enerji tesisi geliştirmiştir. Şirketin Avustralya, Orta Doğu, Avrupa, Hindistan, Afrika, ABD ve Latin Amerika’daki küresel güneş enerjisi pazarlarında 2,7 GW’tan fazla kapasiteye sahip bir proje portföyü bulunmakta olup şu an geliştirme aşamasında olan 9 GW’ın üzerinde kapasiteye sahip olacak projeleri tamamlama çalışmaları da devam etmektedir. [6]

En büyük pazarlarından biri, bugüne kadar toplam 1 milyar ABD doları yatırım yaptığı Avustralya’dır. Aralık 2020’de, 90.000 hane ve işletmeye temiz enerji sağlayacak Walla Walla’da dokuzuncu güneş çiftliği için onay almıştır. Walla Walla, tamamı New South Wales’de bulunan Metz, Sebastopol, Goonumbla ve Moree mevcut güneş enerjisi santrali projelerine ve Dalby, Lilyvale (Queensland) ve Winton’daki (Victoria) güneş çiftliklerine katılmaktadır.

Bilhassa Dalby tesisi, SDG 9’un hedefleri doğrultusunda sürdürülebilir sanayileşmeyi mümkün kılmak için FRV’nin dayanıklı altyapı inşa etmeye katkısının bir göstergesidir. Bu proje, fotovoltaik güneş enerjisi üretimini aynı konumda akü depolama ile bir araya getiren hibrit bir enerji santralidir. Bu proje, FRV’nin ülkedeki ilk hibrit projesi ve Queensland’deki ilk akü enerji depolama sistemi projelerinden biridir.

FRV için hızla büyüyen bir diğer pazar da özellikle Meksika’nın ve kıtanın en gelişmiş yenilenebilir enerji sektörlerinden birine sahip Şili’nin de aralarında olduğu Latin Amerika’dır.

Şili’deki projelerinden biri, tüm yıl boyunca yaklaşık 250.000 haneye temiz enerji sağlama potansiyeline sahip hibrit güneş-rüzgar projesidir. Bu proje, ülkenin kuzeyinde bir güneş enerjisi santrali ve güneyinde bir rüzgar santrali olarak iki tesise ayrılmıştır.

FRV ayrıca Meksika’da San Luis de Potosi’de ve Potrero’da iki büyük tesise sahiptir.

Bu iki projeyle şimdi Meksika’da 640 MW kurulu kapasiteye sahiptir ve çok kısa bir sürede büyüyerek önemli bir aktör durumuna gelmiştir. Uruguay, Brezilya, Peru ve Kolombiya’daki diğer fırsatları da araştırmaktadır.

Daniel Sagi-Vela
Daniel Sagi-Vela
FRV İcra Kurulu Başkanı

Bunun yanı sıra Abdul Latif Jameel, rüzgar enerjisi sektöründe yeni fırsatlar geliştirmektedir. Abdul Latif Jameel General Trading Japan , 2019 yılında Hokkaido’nun güneydoğusundaki Cape Erimo’da iki adet mikro rüzgar türbini kurmuştur. Japonya’da “rüzgar kenti” olarak bilinen Cape Erimo, yılın en az 260 gününde 10 metre/dakika hızla esen rüzgar sayesinde ülkedeki en güçlü rüzgar potansiyeline sahip alanlardan biridir.

FRV CEO’su Daniel Sagi-Vela, “Dünya, şimdiye kadar bilinen en büyük zorluklardan biriyle karşı karşıya kaldığından dolayı dünyanın enerji ortamı için yeni bir vizyon yaratarak ve dünya standartlarında becerileri, bilgiyi ve en iyi uygulamaları faaliyet gösterdiğimiz topluluklara aktararak bu mücadelenin merkezinde olmaktan gurur duyuyoruz” sözleriyle şirketin duruşunu ifade ediyor.

Enerjide yenilik

Contego BESS Visit
(Soldan sağa) Harmony Energy CEO’su Peter Kavanagh, Abdul Latif Jameel Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fady Jameel ve FRV-X & Engineering FRV Genel Müdürü Felipe Hernandez Birleşik Krallık, Susex’te bulunan Contego Akü Enerji Depolama tesisinde.

Şebeke ölçeğinde akü depolama teknolojisi, güç üretimi sektöründe devrim yaratma yolundadır ve hem dayanıklı hem de sürdürülebilir altyapı inşa etmek için gereklidir.

Güneş ve rüzgar enerjisi gibi tamamen sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin, rüzgar veya güneş ışığı olmadığında bile enerji ihtiyaçlarımızı karşılamak için 7/24 kullanılabilmesini sağlamaktadır.

FRV, oyunun kurallarını değiştiren bu teknolojilerde halihazırda bir öncüdür.

Avustralya’nın Dalby kentindeki tesisin yanı sıra İngiliz geliştirici Harmony Energy ile kurduğu ortaklıkla her ikisi de Birleşik Krallık’ta bulunan Dorset, Holes Bay’de ve Batı Sussex, Contego’da şebeke ölçeğindeki 15 MWsa’lık akü serisini geliştirmiştir.

Bu konu,Fady Jameel’in ev sahipliği yaptığı bu Spotlight podcast’te daha derinlemesine incelenmiştir.

FRV kısa süre önce Essex’teki Clay Tye’da geliştirilecek olan, İngiltere’nin en büyük akü ile enerji depolama projesini duyurmuştur.

FRV’nin özel inovasyon birimi olan FRV-X, bu öncü ruhu taşımacılık sektörüne de aktararak FRV’nin hidrojen yakıtlı yeni nesil toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi sürecine katılımına öncülük etmektedir. Bu projelerden ilki, 2026 yılına kadar en az 1.000 geleneksel taksi yerine hidrojenle çalışan yeşil araçlar kullanılması için Madrid Profesyonel Taksi Federasyonu ile yapılan iş birliğidir. Abdul Latif Jameel’in uzun soluklu otomotiv ortağı Toyota, 600 km’ye kadar yol kat ederek sıfır çevresel etki yaratma kapasitesine sahip, rekor kıran Toyota Mirai yakıt hücreli modeli ile taksicilik sektörüne tedarik sağlamaktadır.

İkinci dönüm noktası projesi, FRV-X’in Vectalia ile güçlerini birleştirerek ilk büyük ölçekli yeşil hidrojen ile çalışan otobüs taşımacılık sistemini geliştirdiği İspanya’nın en kalabalık dördüncü eyaleti Alicante’dedir.

Hayat veren sıvı

FRV’nin başarısı, Abdul Latif Jameel Enerji ve Çevre Hizmetleri’nin bir parçası olan Almar Water Solutions’ın, belki de yaşam altyapısının en önemli unsuru olan suyun mevcudiyetini artırmadaki faaliyetlerinde ideal bir tamamlayıcıdır.

Güneybatı Suudi Arabistan’daki Al Shiqaiq, Cizan eyaletindeki Shuqaiq 3 Bağımsız Su Tesisinde (IWP) Ters Osmoz basınçlı tankların kurulumu. Tamamlandıktan sonra Shuqaiq 3 IWP, günde 450.000 m3 tatlı su temin ederek 1,8 milyondan fazla kişiye fayda sağlayacaktır.

Almar Water Solutions, su altyapısının geliştirilmesi için tasarım, finansman ve işletme de dahil olmak üzere teknik kapasite sağlayan uzman bir kuruluştur. Bir konsorsiyumun parçası olarak 2019’da dünyanın en büyük tuzdan arındırma tesislerinden biri olan Shuqaiq 3 IWP tesisini Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz kıyısında geliştirmek için bir ihale kazanmıştır. 600 milyon ABD doları değerindeki bu tesis, günde yaklaşık 450.000 metreküp temiz su sağlama kapasitesine sahip olacak ve 1,8 milyondan fazla kişiye hizmet verecektir.

Fady Jameel
Fady Jameel
Başkan Vekili ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Abdul Latif Jameel

Almar ayrıca, Bahreyn’deki Muharraq atık su arıtma tesisinde büyük hissedardır ve Şili ve Mısır’daki operasyonlarını hızla genişletmektedir. Su altyapısı varlıkları portföyünün büyümesi, Jameel Ailesinin bu en çetin zorluklarla başa çıkma ve dünya genelinde toplumlar için sürdürülebilir su kaynaklarına erişimi iyileştirme niyetinin ve taahhüdünün bir göstergesidir.

Abdul Latif Jameel Başkan Vekili ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fady Jameel’in Spotlight makalesinde belirttiği gibi:

İnsanlık olarak toplum, sanayi ve tarım için yeterli suyu tedarik etmemizi sağlayan süreçlere ve teknolojilere yönelik yenilik, geliştirme ve yatırım faaliyetlerini çevreye zarar vermeyecek şekilde çevreyle uyum içerisinde sürdürebilmek bugüne kadar karşılaştığımız en büyük zorluklardan biridir.”

 

İşte daha sürdürülebilir bir yaklaşımı kolaylaştırmak

Daha sorumlu tüketim ve üretimi teşvik etmenin yollarını bulmak (SDG 12’nin hedefleri) için insanlar daha verimli, daha sürdürülebilir ve daha az israflı bir yaşam tarzına uyum sağlarken toplumumuzda ve topluluklarımızda toptan satışta değişiklikler yapılması gereklidir.

Kaizen ilkelerinin ve atıklarla israfa yol açan süreçlerin azaltılmasının üretken ve aktif bir savunucusu olan Abdul Latif Jameel Yalın Yönetim danışmanlık şirketi Four Principles, Orta Doğu’da hem ticari hem de kamu sektörü faaliyetini sıfır atık sistemine doğru yönlendirmek için aktif bir şekilde öneriler ve eğitim sağlamaktadır. Yaklaşımları, Yalınlığın temel prensibine dayanmaktadır:

  • Değeri, müşterinin bakış açısından tanımlamak
  • Değeri belirlemek ve atığı ortadan kaldırmak
  • Atık yerine değer yaratmak
  • Sürekli olarak gelişmek
Four Principles Celebrates 10th Anniversary
Four Principles’ın kurucu ortakları Seif Shieshakly ve Patrick Wiebusch

Bu, hükümetlerin ve işletmelerin sorumlu tüketim ve üretim uygulamalarını benimsemesini sağlamaktadır. Kendi menfaati için maliyetleri düşürmek değildir; atığı ortadan kaldıran, getirilerde iyileşme sağlayan ve müşteri için değer yaratan uzun vadeli, sürdürülebilir verimli uygulamalar oluşturma sürecidir.

Four Principles, Almar Water Solutions, FRV ve yukarıda belirtilen diğer tüm girişimler Jameel Ailesinin SDG’lerin iddialı hedeflerine katkıda bulunmaktan gurur duyduğu taahhüt ve yatırımların somut birer göstergesidir. Bu, Abdul Latif Jameel’in kuruluş zamanına uzanan, yani 75 yıldan uzun bir geçmişi olan bir yaklaşım ve vizyondur. Gelecekte daha da ileriye gideceğini umuyoruz.

“Bugün yaptığımız seçimler ve yatırımlarla toplumumuzun, yaşam tarzımızın ve gezegenimizin gelecek nesiller için korunmasına gerçek bir katkı sunabiliriz. İnovasyon ve kararlılık sayesinde herkes için fırsatlar yaratmak, topluluklarımızı güçlendirmek ve ekonomilerimizi geliştirmek amacıyla daha sürdürülebilir ve eşit yollar uygulamak için birlikte çalışabiliriz.” sözleriyle açıklamada bulunuyor Abdul Latif Jameel Başkan Vekili ve Başkan Yardımcısı Fady Jameel.

Jameel Ailesi’nin gerçekleştirdiği faaliyetlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine nasıl katkıda bulunduğu hakkında daha fazla bilgi edinmek için https://jameel75.com/sdg adresini ziyaret ederek videomuzu izleyebilir ve özet raporu indirebilirsiniz.

[1] https://sdgs.un.org/goals/goal8

[2] https://sdgs.un.org/goals/goal9

[3] https://sdgs.un.org/goals/goal12

[4] https://undocs.org/en/E/2021/58

[5] https://www.un.org/sites/un2.un.org/files/policy_brief_on_covid_impact_on_women_9_apr_2020_updated.pdf

[6] https://frv.com/en/#