Parlayan bir model oluşturuluyor
Son küresel salgının neden olduğu belirsizlik, bozulma ve ekonomik daralma döneminde, çok uzak olmayan daha parlak bir geleceğin bazı olumlu göstergelerinin olduğunu görmek insanları cesaretlendiriyor ve rahatlatıyor.
Küresel enerji sektörünü ele alalım. Yılın bu “uç döneminde” çoğu yakıtın küresel tüketimi düşmüş olsa da yenilenebilir yakıtlar benzeri görülmemiş bir taleple karşı karşıya kalarak bu eğilimi zorladı. Bu büyümeye öncülük eden güneş enerjisiydi. Güneş enerjisi 2020 yılında %23’lük bir büyüme sergiledi ve dünya çapında yaklaşık 135 GW’ye kadar enerjinin güneş enerjisi santrallerinde elde edildiği kayıtlara geçti. [1]Dünya çapındaki güneş enerjisi kapasitesini tetikleyen bu yeni hareketliliğin patlaması ilk kez 700 GW eşiğinin aşılmasını sağladı.[2]
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) güneş enerjisini küresel elektrik pazarlarının “yeni kralı” olarak taçlandırması hiç de şaşırtıcı değil. Ayrıca IEA, güneş enerjisine yönelen bu dönüşümün hiçbir yavaşlama belirtisi göstermediğine dikkat çekiyor.
Nitekim 2021 yılında 145 GW kapasiteye ulaşan ve 2022 yılına kadar 162 GW (2019’un küresel salgın öncesi seviyelerinden neredeyse %50 daha yüksek) kapasiteye ulaşacak olan güneş enerjisindeki bu artış, bu iki yıllık dönemde çevre dostu enerji genişlemesinin yarıdan fazlasını temsil ediyor.[3] Güneş enerjisinin, bolca güneşin ve mali kaynakların doğru bir şekilde bir araya getirildiği pek çok ülkede en ucuz enerji üretim yöntemi olması pek de şaşırtıcı değil.
Dünya artık Güneş’e hayranlıkla bakıyor
2020 yılında elde edilen 135 GW’lık yeni güneş enerjisine ait rakamların piyasa dağılımı şu şekildedir: 75,9 GW şebeke ölçeğinde kurulum, 30,1 GW ticari/endüstriyel kurulum, 27,5 GW konut kurulumu ve 0,5 GW şebeke dışı kurulum.
2020 yılındaki bu gelişme, yalnızca güneş enerjisinin çok yönlü olduğunu kanıtlamakla kalmamış, aynı zamanda bu büyümeyi gerçekten küresel çapta gerçekleştirmiştir.
Çin, 48,2 GW ek kapasite ile güneş enerjisi artışına öncülük etmiş ve kısmen güneş enerjisi sübvansiyonu ile ilgili planlarına yakın bir sonuç elde etmiştir.
Diğer bölgelerde, örneğin Avrupa’da 20,4 GW, ABD’de 19,3 GW, ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği) Bölgesinde 12 GW, Japonya’da 9 GW, Latin Amerika’da 6 GW, Avustralya’da 5 GW ve Hindistan’da 3,9 GW güneş enerjisi artışı kaydedildi[4].
ABD’nin 19,3 GW’lık büyümesi, 2019’da gerçekleşen 13,2 GW büyümeyi gölgede bırakarak şebeke ölçeğindeki projeler için dünyanın en büyük enerji alım anlaşması (PPA) pazarı olarak konumunu bir kez daha kanıtladı. Yılın ikinci yarısında öylesine aktif bir kapasite sergiledi ki yılın ilk altı ayında COVID-19 tarafından tetiklenen yavaşlamayı dengeleyerek ABD’nin 100 GW toplam kurulu güneş enerjisi kapasitesini aşmasını sağladı.
SolarPower Europe’a göre AB’deki güneş enerjisi artışı, şimdiye kadarki en iyi ikinci performansını bu yıl sergiledi. En iyi performans gösteren üç pazarsa Almanya, Hollanda ve İspanya[5] oldu. Almanya, Avrupa’nın güneş enerjisi lideri olan konumunu, 40 kW’tan 750 kW’a kadar orta ve büyük ölçekli sistemler için tercihe dayalı giriş primlerinden yararlanan yatırımcılara sermaye desteği sağlayarak ve 10 MW’a kadar sistemler için çok sayıda ihale ile destek sağlayarak sağlamlaştırdı. Almanya’daki güneş enerjisi 2020 yılında 4,8 GW artarak önceki yıldan %25 daha fazla büyüme gerçekleştirdi.
Ticari çatı üzeri kurulum tesisatlarının güneş enerjisi toplamının neredeyse yarısını teşkil ettiği Hollanda, 2020’de yıllık %23’lük bir artışı temsil eden 2,8 GW’lık yeni kurulumlarıyla Avrupa’nın en büyük ikinci güneş enerjisi pazarı oldu. Hollanda’nın bugüne kadarki en büyük güneş enerjisi tesisi, Groningen kentinde bulunan 110 MW’lık tesistir.
İspanya, güneş kapasitesini iki elektrik santralinin devreye girmesiyle rakamların büyük sapma gösterdiği önceki yıl gerçekleşen 4,8 GW’lık artışın çok altında bir rakamla 2,6 GW arttırabildi ancak bu artış bile Avrupa’nın önemli güneş enerjisi sahalarından biri olan konumunu korumasına yetti. İspanya’nın 2020 kurulumlarının bazıları üretimi devam eden 100 GW kapasiteden elde edilen 1,5 GW’lık Enerji Alım Anlaşmaları (PPA) yoluyla geldi.
Sektörün 2030 yılına kadar Avrupa’nın elektrik talebinin beşte birini karşılama potansiyeline sahip olması ve bu süreçte 4 milyona kadar iş sağlaması nedeniyle güneş enerjisine karşı böyle bir istek duyulmasına çok da şaşırılmamalıdır.[6]
Tedarik zincirindeki aksaklıklara rağmen gelecek çok parlak
Verilere göre yoldaki tek tük lojistik aksaklıklara rağmen güneş enerjisinin ihtiyaç olduğu sürece yoluna devam ettiği görülüyor. Güneş fotovoltaik (PV) modüllerinin önemli bir ihracatçısı olan Çin’deki iki silisyum üretim tesisinde çıkan yangınlar, ülkenin silisyum üretimini 2020 yılında yarıya indirdi. Bu aksaklıklar, güneş enerjisi modüllerinde 2020’nin ilk yarısında erişilen %25’lik maliyet düşüşünü tersine çevirdi ve Eylül ayına kadar silisyum fiyatlarını %60 oranında hızla artırdı.[7]
Güneş panelleri için kritik öneme sahip diğer malzemelerin de maliyetleri yılın ikinci yarısında yükseldi. Örneğin PV cam fiyatları, üretim hatlarının modernizasyonundaki gecikmeler nedeniyle yarı yarıya yükselirken; çelik ve bakır fiyatları COVID-19 kaynaklı üretim yavaşlamaları ve talebin artması nedeniyle Eylül 2020’den Mart 2021’e kadar %40 arttı. Yüksek petrol fiyatları da nakliye maliyetlerini üç katına çıkararak bu kritik dönemde kârlılığı etkiledi.
Neyse ki bu tedarik zinciri sorunlarının ve ortaya çıkan daha yüksek maliyetlerin uzun vadeli olması beklenmiyor. Çin’de 2022 ortalarına kadar yeni bir silisyum tesisi atılımının faaliyete geçmesi planlanıyor, cam üreticilerinin de benzer şekilde üretimlerini artırması öngörülüyor ve modül fiyatlarının 2020’de yükseldiği watt başına 0,205 ABD doları seviyesinin altına düşmesi bekleniyor.
Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılar, destekleyici politikaların uygulandığı ortamların sayısının artmasıyla bazı önemli pazarlardaki gelişmelerde gösterildiği gibi yakın gelecekte güneş enerjisinin potansiyelinden yararlanmayı bekliyor[8].
Yatırım Vergisi İndiriminin (ITC) bir yıl uzatıldığı Amerika Birleşik Devletleri, ülkedeki 2021/2022 yılı yeni güneş enerjisi kapasitesinin 44,3 GW’a ulaşmasını bekliyor. Büyük ölçüde azalan maliyetler nedeniyle Enerji Alım Anlaşmaları üzerinden artan kurumsal talep, şebeke ölçeğindeki projelerin sayısı artıracak.
Almanya, Fransa, Polonya ve Türkiye’deki ihalelerin yanı sıra İspanya’daki kurumsal enerji alım anlaşmaları sayesinde Avrupa’nın 2021/2022 yılında 49,1 GW yeni güneş enerjisi kapasitesine sahip olacağı tahmin ediliyor.
Çin’de, 2021/2022 yılı için 110,5 GW yeni güneş enerjisi kapasitesi tesis edilmesi öngörülüyor. Şebeke ölçeğindeki ve ticari/endüstriyel PV projeleri için sübvansiyonların yakın zamanda artırılmasına rağmen bazı 40 GW kapasiteli sübvansiyonsuz planlar 20 yıllık sözleşmeler kapsamında çevreci yatırımlara dönüşecek. Konut güneş enerjisi sübvansiyonlarının, daha küçük PV kurulumlarıyla yukarı yönlü trendi sürdürmesi bekleniyor.
Bu sırada 2021/2022 için Brezilya ve Şili’de gerçekleşen güneş enerjisi artışı sayesinde Latin Amerika’da 21 GW’lık yeni güneş kapasitesi kurulumu öngörülüyor. Şili’nin şebeke ölçeği piyasası daha önceki ihalelerin teşvik ettiği yüksek aktivite seviyelerini öngörürken Brezilya’nın yararlı net ölçüm planı, dağıtılmış PV projelerinin hızlı bir şekilde artmasını tetikleyecek. Temiz enerji sertifikası ihalelerinin iptal edilmesinin, Meksika’daki yeni projeleri engellemesi bekleniyor. Buna ek olarak herhangi bir yeni kural yürürlüğe girmeden önce, hazırlık aşamasında olan birçok şebeke ölçekli proje 2021/2022’de faaliyete geçecek.
Avustralya, 2020 yılında çok fazla miktarda temiz enerji sertifikası verdiği için şebeke ölçeğindeki bu hizmetin kârlılığını tehlikeye attı. Kurumsal enerji alım sözleşmeleriyle bu ticari güvenin yeniden kazanılması muhtemel görünüyor ve 2021/2022 için 9 GW ek güneş kapasitesinin kurulacağı tahmin ediliyor. Politika zincirinin alt kademelerine indikçe bazı eyaletlerin akü depolama tesislerinin genişletilmesini destekleyerek dağıtılmış PV büyümesini teşvik ettiği görülüyor.
Hindistan’ın güneş enerjisi kapasite eklemeleri, birçok şebeke ölçeğindeki projenin gecikmesine rağmen 2020 yılına kıyasla 2021 yılında üç katına çıkarak faaliyete geçti. Hükümet, 2020 yılında 27 GW güneş enerjisi ihalesini açık artırma usulüyle verdi ve bu yıl ve sonraki dönemlerde PV büyümesinin devam etmesini sağladı. Bununla birlikte düzenlemelerle ilgili olarak eyaletler arasındaki uyumsuzluklar, dağıtımı yapılmış PV genişlemesini kısıtlamaya devam ediyor. Genel olarak Hindistan, yeni güneş enerjisi kapasitesinin 2021/2022 yılında 26,1 GW’a ulaşmasını öngörüyor.
Gördüğümüz gibi politika, gelişen bir güneş enerjisi pazarı için çok önemlidir. Ayrıca 2021 yılı, küresel olarak yenilenebilir enerji politikaları için önemli bir yıl olabilir.
Politika belirleyiciler parlayan güneş enerjisine yöneliyor
Güneş enerjisinin sınırsız potansiyeli, 2021 yılında dünya liderlerinin bir araya geldiği COP26 toplantısında kamu bilincinde kalıcı bir yer edindi. Kasım ayında Glasgow, Birleşik Krallık’ta gerçekleşen dönüm noktası niteliğindeki BM İklim Değişikliği konferansı önümüzdeki yıllar boyunca çevresel yıkımı önlemek için son bir şans olarak adlandırıldı.
Zamanlama çok önemlidir; IEA’ya göre küresel karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik COP26 öncesi planlar, net sıfır için gerekli hedeflerin %60 gerisindedir.[9]IEA, net sıfır kavramını hayalden gerçeğe dönüştürmek için 4 trilyon ABD doları tutarında ekstra bir yatırım gerçekleşeceğini tahmin ediyor. Bu, kamu sektörü yatırım politikalarında önemli bir değişiklik gerektirecektir: G20 ülkeleri arasındaki COVID-19 toparlanma paketlerinde, COP26 öncesinde temiz enerji için kişi başı harcanan her 1 ABD dolarına karşılık fosil yakıt endüstrilerini desteklemek için kişi başı 1,05 ABD doları sağlanıyordu.[10]
Devlet liderlerinin konferanstan ayrılmasına rağmen müzakerecilerin daha fazla anlaşma yapmaya devam etmesi, temiz enerjiye küresel geçişte güneşin önemli bir rol oynayacağını açıkça gösterdi. Bir sektör örgütü olan SolarPower Europe, AB’deki yenilenebilir enerji oranını 2030 yılına kadar %45’e çıkarmak için halihazırda mücadele ediyor; bu da Paris Anlaşması’nda belirlenen 1,5 °C’lik ısınma sınırını canlı tutmak için en uygun maliyetli yolu sunuyor ve kıtanın iklim üzerindeki etkisini 2050 yılına kadar nötr bir konuma taşıma yolunda ilerlemeye devam ediyor[11].
SolarPower Europe CEO’su Walburga Hemetsberger; “AB’nin yenilenebilir enerji tutkusunu artırmak mümkün ve bu tüketicileri yüksek enerji fiyatlarından korurken, yerel bir güneş enerjisi üretim endüstrisinin büyümesini teşvik edecektir…
Güneş enerjisi, gaz veya kömüre kıyasla karbon emisyonlarını %90’ın üzerinde önlediği için iklim değişikliğine karşı mücadelede kritik bir araç olmaya devam edecek ve aynı zamanda enerji üretimi teknolojisinde en fazla iş alanını yaratacaktır,” şeklinde ifade etti.
Hindistan ve Birleşik Krallık ayrıca dünyanın dört bir yanındaki ülkeleri birbirine bağlayan bir güneş enerjisi şebekesi oluşturmak için bir proje başlattı. Green Grids Initiative[12] (Yeşil Şebeke Girişimi) olarak adlandırılan bu proje, güneş doğarken ve batarken güneş enerjisini bir ülkeden diğerine aktarma potansiyeline sahip olacak ve geceleri bile yeşil enerji sağlayacak. Bir yıldan daha önce bu çalışmaların başlaması mümkün görünmese de yaklaşık 10 milyar ABD doları fon sağlanması planlanıyor.
Hindistan, 40’tan fazla ülkenin kömürle çalışan enerji santrallerini tamamen aşamalı olarak kapatmayı ve bunun yerine yenilenebilir enerjiye yeniden odaklanmayı taahhüt ettiği başka bir büyük anlaşmayı da imzalamadı.[13]Kanada, Polonya, Güney Kore, Ukrayna, Endonezya ve Vietnam 2030’lu ve 2040’lı yıllarda elektrik üretimi için kömür kullanmayı bırakacak. Hindistan dışında Çin, Avustralya ve ABD de dahil olmak üzere kömüre bağımlı başka birçok ekonomi, aynı şekilde bu anlaşmayı kabul etmeyi reddetti ancak çevreciler, bu anlaşmayı imzalamayan ülkelere baskı uygulama konusunda son derece kararlılar.
Ayrıca, şu anda dünyanın en büyük kömür kirleticilerinden biri olan Güney Afrika’ya konferans sırasında verilen 8,5 milyar ABD doları tutarındaki uluslararası bağış, yenilenebilir enerjiyi artırmasına ve fosil yakıt kullanımını durdurmasına yardım etmek amacıyla yapıldı.[14]Free State eyaletinin Lejweleputswa bölgesindeki Tokologo’da altı adet 75 MW’lik güneş enerjisi parkı inşa ediliyor.
Güneş enerjisi için ticari koşullar daha uygun bir hal aldıkça daha fazla tesis kurulacaktır. Yenilenebilir enerji maliyeti azalmaya devam ederken güneş enerjisi birçok pazarda rüzgarla birlikte en ucuz enerji kaynağı oluyor.
Güneş enerjisi fiyatları, 2020 yılında ortalama kW/sa başına 0,057 ABD dolarına düştü ve bu değer, on yıl önce kW/sa başına 0,381 ABD doları seviyelerindeydi.[15] 2020’de sadece hidroelektrik (kW/sa başına 0,044 ABD doları) ve imbat rüzgarı (kW/sa başına 0,039 ABD doları) yenilenebilir enerjiler arasında daha düşük bir fiyata sahip oldu.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), 2050 iklim hedefine ulaşmak için güneş enerjisinin bu tarihe kadar küresel olarak 15.000 GW kapasiteye ulaşması gerektiğini tahmin ediyor. Bu büyük bir iş ve özel sektörün vizyonu, becerileri ve harcama gücünden yararlanmayı gerektiren bir misyondur.
Yeşil enerji dönüşümünün ön saflarında
Abdul Latif Jameel’de, Abdul Latif Jameel Energy’nin bir parçası olan önde gelen yenilenebilir enerji işimiz Fotowatio Renewable Ventures (FRV) aracılığıyla enerji dönüşümünde üzerimize düşeni yapmaya kararlıyız.
FRV, beş kıtadaki varlığıyla 50’den fazla yenilenebilir enerji tesisi geliştirmiştir ve Avustralya, Orta Doğu, Hindistan, Afrika, ABD ve Latin Amerika’daki küresel güneş enerjisi pazarlarında 2,5 GW’tan fazla proje portföyüne sahiptir.
En aktif pazarlarından biri, 2020 yılının Aralık ayında New South Wales’de 40.000’den fazla eve enerji sağlaması planlanan 150 MW kapasiteli Metz Güneş Çiftliği için finansman sağladığı Avustralya’dır. Ayrıca, New South Wales’deki 300 MW kapasiteli Walla Walla Güneş Çiftliği için planlama onayı alarak 90.000 tane daha ev ve ticari tesise enerji sağlayacaktır. Bu projeler, FRV’nin Avustralya’daki mevcut tesisleri olan Sebastopol, Goonumbla ve Moree (hepsi New South Wales’dedir), Lilyvale (Queensland), Winton (Victoria) ve bir hibrit güneş PV/akü depolama projesi olan Dalby’ye katılacaktır (Queensland).
Bu sırada FRV, Latin Amerika’daki varlığını genişletmeye devam ediyor. Şili’de, yaklaşık 250.000 eve temiz enerji sağlamak için hibrit bir güneş rüzgar projesini destekliyor. Salto, Uruguay’da 65 MW kapasiteli La Jacinta güneş enerjisi tesisini inşa etti ve 2019 yılında faaliyete geçen ve yılda 815.000 MW üreten San Luis’deki Potosi güneş enerjisi tesisi ve 2020 yılından bu yana 128.000 eve elektrik sağlayan Jalisco’daki Potrero güneş enerjisi tesisi olmak üzere Meksika’da iki büyük FRV güneş enerjisi tesisi bulunuyor.
Buna ek olarak Avrupa, Ermenistan ve Ürdün’de her yıl 435 milyon kW/sa elektrik üreten Al Safawi, Mafraq 1 ve Empire güneş enerjisi tesisleriyle ülke genelinde 65.500 eve güç sağlayarak büyüyen bir portföye sahiptir.
FRV, özel inovasyon kolu FRV-X sayesinde yüksek teknolojili akü teknolojilerinde öncüdür.
Akü teknolojisi, yenilenebilir enerjinin potansiyelini zaten dönüştürmekte ve güneş enerjisinin, enerji gündeminin en üst sıralarında yer almasını hızlandırmaktadır. Harmony Energy ile ortak olarak Birleşik Krallık’ta gerçekleştirilen dönüm noktası niteliğindeki iki akü depolama projesi, FRV’nin en yeni enerji depolama çözümlerine olan bağlılığını ortaya koyuyor.
İlki, Southern Electric Power dağıtım ağına bağlanan Dorset, Holes Bay’deki 15 MW/sa kapasiteli şebeke ölçeğinde bir akü dizisidir ve Temmuz 2020’de faaliyete geçmiştir. İkincisi, West Sussex’deki Burgess Hill yakınlarındaki Contego projesidir ve 28 adet Tesla Megapack lityum aküden oluşan bir sistem üzerinde gerçek zamanlı alım satım ve kontrol imkanı sunan Tesla’nın yapay zekalı otomatik teklif yazılımını kullanır. FRV’nin son ve Birleşik Krallık’ın en büyük akü enerji depolama sisteminin (BESS) yakın zamanda Essex’deki Clay Tye’de kurulacağı duyuruldu.
FRV’nin İcra Kurulu Başkanı Daniel Sagi-Vela “Dünya, şimdiye kadar bilinen en büyük zorluklardan biriyle karşı karşıya kaldığından dolayı dünyanın enerji ortamı için yeni bir vizyon yaratarak ve dünya standartlarında becerileri, bilgiyi ve en iyi uygulamaları faaliyet gösterdiğimiz topluluklara aktararak bu mücadelenin merkezinde olmaktan gurur duyuyoruz” diyor.
Güneş enerjisinin parlama zamanı
İklim felaketinden kaçınmak için acil harekete geçme ihtiyacı hakkında kanıtlar ve veriler üst üste koyulmaya devam ettikçe PCOP26 İklim zirvesinde görülen umut, istek ve uyarılar hala kulaklarımızda çınlıyor. Güneş enerjisinin durdurulamaz büyümesi ve karbonsuz bir geleceğe ciddi bir katkıda bulunma potansiyeli asla göz ardı etmememiz gereken bir fırsat.
Güneş enerjisi maliyetlerinin keskin bir şekilde azalması ve her zamankinden daha verimli bir şekilde enerji üretmesi bizim için bir can simididir. Bu, iklim için çok önemlidir; hemen bugün başlanması gereken bir mücadeledir.
Abdul Latif Jameel Başkan Vekili ve Başkan Yardımcısı Fady Jameel, “Hızlı bir şekilde ısınan bir dünyada, güneşin ücretsiz ve temiz enerjisini kullanmak, gezegenimizin biyoçeşitliliğinin ve ikliminin kötüleşen durumunu tersine çevirmemize yardımcı olabilir” diyor.
“Abdul Latif Jameel’de bizler, özel sektörün güneş enerjisi geçişini nasıl teşvik edebileceğini, dünya genelinde hükümetleri ve işletmeleri gelecek nesiller için çevremizi korumaları konusunda nasıl teşvik edebileceğini her geçen gün yaptığımız anlaşmalarla göstermeyi amaçlıyoruz.”
[1] https://www.iea.org/reports/renewable-energy-market-update-2021/renewable-electricity
[2] https://ourworldindata.org/grapher/installed-solar-pv-capacity
[3] https://www.iea.org/reports/renewable-energy-market-update-2021/renewable-electricity
[4] https://www.iea.org/reports/renewable-energy-market-update-2021/renewable-electricity
[5] https://www.solarpowereurope.org/wp-content/uploads/2020/12/3520-SPE-EMO-2020-report-11-mr.pdf?cf_id=42694
[6] https://www.solarpowereurope.org/wp-content/uploads/2020/12/3520-SPE-EMO-2020-report-11-mr.pdf?cf_id=42694
[7] https://www.iea.org/reports/renewable-energy-market-update-2021/renewable-electricity
[8] https://www.solarpowereurope.org/wp-content/uploads/2020/12/3520-SPE-EMO-2020-report-11-mr.pdf?cf_id=42694
[9] https://www.iea.org/reports/world-energy-outlook-2021
[10] https://gwec.net/wp-content/uploads/2021/03/GWEC-Global-Wind-Report-2021.pdf
[11] https://www.solarpowereurope.org/post-cop26-the-eu-must-increase-its-renewable-energy-target-to-meet-the-paris-agreement-goal/
[12] https://www.independent.co.uk/news/india-scotland-glasgow-france-paris-b1948542.html
[13] https://www.theguardian.com/environment/2021/nov/03/more-than-40-countries-agree-to-phase-out-coal-fired-power
[14] https://www.pv-magazine.com/2021/11/02/south-africa-gets-8-5-billion-to-phase-out-coal-boost-renewables/
[15] https://www.irena.org/publications/2021/Jun/World-Energy-Transitions-Outlook