“Elinizdeki paranın sizin için ne yapabileceğini değil, dünya için ne yapabileceğini sorgulayın.” Özel yatırımcı motivasyonlarının bilgiye dayanmayan iyimser bir yorumu mu, yoksa yatırım rüzgarının nasıl estiğine dair gerçekçi bir yaklaşım mı?

Aynı anda hem para kazanmaya hem de iyi bir şey yapmaya yönelik bu çifte motivasyonlar birbiri ile bağlantılıdır. Bu yatırımlara yönelik motivasyonların örtüşmesiyle ortaya çıkan bu mutlu tablo, fonların bağımsız bir üçüncü tarafça onaylandığı şekilde çevresel, toplumsal veya ahlaki boyutları kanıtlanabilen fırsatlara yönlendirildiği bir yatırım türü olan ÇSY (çevresel, sosyal ve yönetişim) yatırımlarındaki son on yılda gerçekleşen ani artışı açıklamaya bir katkıda bulunuyor.

Günümüzde, daha sürdürülebilir bir toplumun geliştirilmesi genellikle sermaye büyümesiyle desteklenebilir. Bu, ÇSY’nin temel taşları olan insan hakları, çevre, çeşitlilik ve şeffaflık konularında duyarlı olmaya çalışmakla ve sosyal medyada öne çıkmak için desteğinizi göstermekle ilgili değildir. Bu, ileri görüşlü özel yatırımcıların, verimli ve güvenli bir ticari ortamın iki ayırt edici özelliği olarak öne çıkan güven ve istikrarın olduğu bir dünyanın, büyüme ve öngörülebilirlik için uygun bir dünya olduğunun farkına varmalarıyla ilgilidir. Buna karşılık, toplumsal stresler ve çevresel istikrarsızlık ile paramparça olmuş bir dünya genellikle volatilite, belirsizlik ve uzun vadeli gerilemeyi ifade eder. Böyle bir durumda ise uzun vadeli ekonomik büyüme için sağlam bir temel oluşturmak neredeyse imkansızdır.

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) 2022 Global Riskler Raporunda belirtilen dünyanın karşı karşıya olduğu başlıca risklerin (aşırı hava koşulları, iklim eylemi başarısızlığı, biyoçeşitliliğin yok olması, insan kaynaklı çevresel felaketler, kitle imha silahları ve su krizleri[1]) olasılık ve etki bakımından bir ortak noktası var: Bu risklerin oluşma ihtimalleri ve şiddeti, hepimizin paylaştığı dünyanın ne kadar sağlam duruş sergileyeceği neticesinde belirlenecektir.

Dünya ne kadar güvenli olursa medeniyet de o kadar istikrarlı olacak ve o kadar çok finansal fırsat ortaya çıkacaktır. Peki “ÇSY” ile tam olarak neyi kastediyoruz? Tek bir tanım yoktur, ancak McKinsey bir makalede ÇSY yatırımını anlayabilmemiz için faydalı bir başlangıç noktası sunuyor:

Ç: Çevre, her şirketin enerji ve kaynak kullandığı, çevreyi etkilediği ve çevreden etkilendiği gerçeğini yansıtır. Ç, bir kuruluşun kullandığı enerjiyi, oluşturduğu atıkları, ihtiyaç duyduğu kaynakları ve bunların dünya üzerindeki etkilerini içerir. Karbon emisyonlarını ve iklim değişikliğini kapsar.

S: Sosyal, her şirketin daha geniş ve çeşitlilikleri barındıran bir toplum içinde faaliyet göstermesini ifade eder. Bir işletmenin kurduğu ilişkileri ve faaliyet gösterdiği topluluklardaki insanlar ve kurumlar nezdinde oluşturduğu saygınlığı gösterir. S, çalışan ilişkilerini, çeşitliliği ve kapsayıcılığı içerir.

Y: Yönetişim, her kuruluşun kendi başına tüzel bir kişilik olarak yönetişime ihtiyaç duyması anlamına gelir. Bir işletmenin kendini yönetmek, etkili kararlar almak, yasalara uymak ve dış paydaşların ihtiyaçlarını karşılamak için benimsediği iç uygulama, kontrol ve prosedürler sistemini ifade eder. [2]

 ÇSY hareketinin temelleri, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın 2005 yılında ÇSY sorunlarıyla mücadeleye odaklanan Sorumlu Yatırım İlkelerini (SYİ) geliştirmek için dünyanın en büyük kurumsal yatırımcılarından oluşan bir grubu davet etmesiyle atılmıştır. SYİ’nin 521 imzacısı, ÇSY ilkeleriyle uyumlu olarak 103 trilyon ABD dolarını (Mart 2020 itibarıyla en güncel veriler) aşan bir bütçeyi yönetiyor[3].

ÇSY yatırımı, doğası gereği kısa vadeli düşünme ilkelerine dayanan “çabuk para kazanma” fikrine karşı gelmeyi ifade eder. Bilgili bir ÇSY yatırımcısı, örneğin gelişmekte olan dünyada sürdürülebilir bir enerji işine bugün yapılan yatırımın, bir kuşaktan daha uzun sürede ortaya çıkaracağı ticari olanaklarla bu ülkenin gelişmesini nasıl destekleyeceğini değerlendirecektir. En saf ya da ideal haliyle bir ÇSY yatırımı, ilkeleri kârla birleştirir.

Üstelik bugüne kadar bu şirketler hep kazanmış gibi görünüyor.

Sürdürülebilir yatırım nedir?

Sürdürülebilir yatırım, birlikte kullanılabilecek bir dizi stratejiyi kapsar. En yaygın olanlardan bazıları şunlardır:

  • Olumsuz/dışlayıcı tarama: sektörlerdeki veya ülkelerdeki uygun olmadığı düşünülen şirketlerin elimine edilmesi.
  • Norm tabanlı tarama: BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin On İlkesi gibi bazı normları ihlal eden şirketlerin elimine edilmesi.
  • Pozitif/sınıfının en iyisi olan şirketleri tarama: özellikle güçlü ÇSY performansına sahip şirketlerin seçilmesi.
  • Sürdürülebilirlik temalı yatırım: örneğin temiz su veya yenilenebilir enerjiye erişime odaklanan bir fona yapılan yatırım.
  • ÇSY entegrasyonu: ÇSY unsurlarını temel analize dahil eder.
  • Aktif sorumluluk: portföy şirketlerinin bu sürece derinlemesine katılımını sağlar.
  • Etki yatırımı: bir ÇSY sorunu üzerinde olumlu etki yaratan ve pazar getirisi elde etmeye devam eden şirketleri aramak.

2019 yılında yayınlanan bir Harvard Business Review araştırması, sürdürülebilirlik ve çevre, sosyal ve yönetişim konularının artık önde gelen yatırım firmaları ve kamu emeklilik fonları için birinci öncelik olduğunu ortaya koymuştur.[4] Uygulamada bu, dünyanın en büyük varlık sahiplerinin, küresel ekonomiye ve sistemik risklere uzun vadeli bir bakış gerektiren birden fazla nesil ile ilişkili yükümlülüklere trilyonlar yatırdığı anlamına gelir; bu nedenle dünyanın başarısız olmasına izin asla vermezler.

İyi uygulamalara yönelen trilyon dolarlık bir güç

Eğer para her şeyin çaresiyse, ÇSY yatırımları açık ve net bir şekilde gelecek demektir.

Deloitte global işletme danışmanlarının son birkaç yıl içindeki ÇSY büyümesini inceleyen bir raporu, 2021’in ilk çeyreğinde sorumlu yatırım fonlarının %70’inin benzer alternatiflerini geride bıraktığını gösteriyor. Aynı dönemde, 26 sürdürülebilir endeks fonundan 24’ü ilgili geleneksel endeks fonlarından daha iyi performans sergilemiştir. Deloitte’a göre bu çalışmaların yaklaşık %90’ı, şirketin uzun vadede fayda elde ettiği ve ÇSY ile şirketin finansal performansı arasında bir ilişki olduğu tezini destekliyor.[5]

Bu yüksek performans, ÇSY yatırım konseptine daha fazla güven duyulmasını sağlayacaktır.

2016 ve 2020 yılları arasında, sürdürülebilir yatırım varlıkları %50’nin üzerinden bir büyüme sergileyerek tüm dünyada 35 trilyon ABD dolarına ulaştı.[6] Sürdürülebilirlik portföylerinin ve fonlarının 2025 yılına kadar küresel çapta 53 trilyon ABD dolarından daha fazla yatırımı çekebileceği tahmin ediliyor.[7]

Yeni araştırmalar 17 büyük pazardaki tüketicilerin çoğunun finansal hizmetlerin, şirketlerin ve yatırımcıların çevreyi korumak olmak için daha fazlasını yapması gerektiğine inandığını gösteriyor. Bu nedenle böyle bir büyüme belki de şaşırtıcı değildir.[8]

”Yeşil göz boyama” ile mücadele

Daha büyük bir etki yaratmak ve dikkatleri üzerine çekmek, doğal olarak daha büyük sorumluluk getirir ve böyle bir durumda hesap verebilirlik en önemli unsur haline gelir.

Kurumsal ÇSY taahhütleri, yeşil tahviller veya özel borsa yatırım fonları (ETF) gibi finansal ürünlerin yanı sıra kurumların ÇSY ile ilgili yaptıkları açıklamalar, rutin olarak nitel ve nicel değerlendirmeye tabidir. Ancak, ÇSY sürecinde ortaya çıkmaya başlayan bazı eleştirilere karşı koymak için raporlama standartlarının yine de iyileştirilmesi ve standartlaştırılması gerekir.

Bu eleştirilerin başında, bir kuruluşun nesnel, doğrulanabilir, ölçülebilir verilerle desteklenemeyen ürünleri veya politikaları hakkında büyük iddialarda bulunması anlamına gelen “yeşil göz boyama” yer alır. Bu, iyi niyetli özel yatırımcıların çabalarının boşa gitmesine ve motivasyonlarının temelden sarsılmasına neden olabilecek bir sorundur.

Yeşil göz boyama sorunu sadece bir varsayım olmaktan çok daha fazlasıdır. Birleşik Krallık’ta iklim krizi üzerine çalışmalar yürüten bir düşünce kuruluşu olan InfluenceMap’in geçen yıl 723 ÇSY konulu fon (varlık değeri 330 milyar ABD dolarından fazla) ile ilgili olarak yaptığı analizin sonuçları, bu fonların çoğunun Paris Anlaşması’nın sıcaklık artışını 2 Santigrat derecenin altına düşürmeye yönelik uzun vadeli hedefleriyle uyuşmadığını göstermiştir.[9]

2020 yılında “ÇSY Yatırımları: Uygulamalar, İlerleme ve Zorluklar” başlıklı bir rapor yayınlayan İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD), yeşil göz boyamayı önlemek ve ÇSY finansmanının gerçek değerinin ortaya çıkarılmasına yardımcı olmak için temel gelişim alanları üzerinde durdu.[10] Bunlar arasında:

  • ÇSY beyanlarının raporlama çerçevelerinde temel ölçütlerin tutarlılığını, karşılaştırılabilirliğini ve kalitesini sağlamak.
  • ÇSY beyanları ve derecelendirmeleri ile ilgili olarak büyük ve küçük fonlar ihraç eden kuruluşlar arasında şartların eşit olmasını sağlamak.
  • Belli başlı ÇSY derecelendirme kuruluşları ve endeksleri arasında puanlama ve ağırlıklandırma metodolojilerinin şeffaflığını ve karşılaştırılabilirliğini desteklemek.
  • Yatırımcıları, ÇSY’nin varlık seçiminde nasıl kullanıldığı konusunda yeterince bilgilendirmek için ÇSY ürünlerinin açık bir şekilde etiketlenmesini ve beyan edilmesini sağlamak.

Buna yanıt olarak, dünyanın dört bir yanındaki kanun yapıcılar, gelecekteki yatırım kararlarının mevcut en iyi bilgilere dayandığından emin olmak için dikkatlerini kademeli olarak ÇSY pazarlarına yönlendiriyorlar. Ancak ilerleme, bölgeden bölgeye farklılık gösterir.

Özel yatırımcılar ÇSY hakkında daha fazla içgörü kazanıyor

İklimle İlgili Finansal Beyanlar Görev Kolu ve Uluslararası Menkul Kıymet Komisyonları Teşkilatı gibi pek çok kuruluşun bir araya gelerek oluşturduğu bir yapı, uluslararası çapta evrensel bir beyan rejimi oluşturmaya çalışıyor.

Uluslararası ÇSY yatırım sistemini uyumlu hale getirme çabalarının arkasında inkar edilemez bir ivmelenme oluşuyor.

Örneğin geçen yıl, net sıfır emisyon hedefine yönelik olarak 24 ülkeden 50’den fazla bankayı bir araya getiren ve BM liderliğindeki bir proje olan Net Sıfır Bankacılık İttifakının lansmanı gerçekleşti. 2017 yılından bu yana aktif olan ve örnek teşkil eden Finansal Sistemi Yeşilleştirme Ağı, merkez bankalarını ve düzenleyicileri ortak iklim hedefleri çevresinde bir araya getiriyor.

Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Vakfı’nın (IFRS) yeni kurulan Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu olumlu yönde atılmış bir adımdır.

Bu kurul, büyük ve küçük özel yatırımcıların kendi sürdürülebilir ve ekonomik etkili noktalarını daha net bir şekilde bulmalarına yardımcı olarak şirket ÇSY raporlarının bir dizi tutarlı ölçüt üzerinden güvenilir ve karşılaştırılabilir şekilde hazırlamalarını sağlamayı amaçlar.

Ayrıca, şeffaflığı artırmak için bölgesel düzeyde çabalar da devam ediyor. WEF, sürdürülebilir yatırımlar hakkında yayınladığı yakın tarihli bir raporunda Birleşik Krallık, ABD ve AB’deki düzenleyici kurumların, yeşil iddiaları ve sürdürülebilir finansal ürünleri daha yakından izlediğini belirtiyor.[11]

Birleşik Krallık’ta, ÇSY yatırımlarının meşruluğunu belirleme işi esas olarak Finansal Yürütme Kurumu’nun (FCA) sorumluluğundadır. Financial Times’ta belirtildiği üzere FCA “doğrudan ve ince ayrıntılara dikkat eden, sıkı ama esnek, uzmanlar tarafından onaylanmış ancak tüketiciler tarafından anlaşılabilir” olması gereken bir sistemi tasarlama sürecine dahildir. [12]

FCA, başvuruların kalitesini artırmak ve yatırımcının pazara olan inancını iyileştirmek için ÇSY etiketli fonlar için 2021 yılında bir dizi kılavuz ilke yayınlamıştır. Bu ilkeler, fon adlarından yatırım stratejilerine ve yönetimine kadar her şeyi kapsar.

FCA, daha yakın bir zamanda, gelecekteki yatırımcılar için kolay anlaşılır ürün etiketi, tüketici dostu temel bilgiler ve potansiyel yatırımcılar için daha derin bir inceleme içeren üç aşamalı bir beyan süreci önermiştir.[13]

Atlantik genelinde ABD’de bulunan Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu (SEC) müfettişleri, özellikle Wall Street’te işlem gören trilyonlarca dolarlık sürdürülebilir varlıkla ilgili olarak, ÇSY etiketlemesindeki sınıflandırma süreci hakkında fon yöneticilerinin daha açık olmasını zorunlu kılıyor.[14]

SEC, gelecekte daha fazla denetimlerin olacağına dair bir işaret olarak, fon yöneticilerinden düzenleyici kurum başvurularında ve tanıtım faaliyetlerinde ÇSY uyumluluğu hakkında daha fazla veri sunmalarını talep etmiştir.

SEC, bazı ÇSY fonlarının çevre taahhütlerini gerekçelendiremediğine ve pazarlama iddiaları ile gerçek durum arasında bir uçurum olduğuna dair endişelerini halihazırda bildirmişti.[15]

Bu sorunun bir kısmı, ABD’de ÇSY yeterliliği ile ilgili resmi kriterlerin çerçevesinin belirlenmesindeki gecikmelerden kaynaklanmıştır.

Avrupa’da yeni açıklanan Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Finansmanı Stratejisi, finansal kuruluşlar için daha sıkı raporlama kurallarının çerçevesini belirliyor ve iklimle ilgili riskleri kredi derecelendirmelerine dahil etmeyi öneriyor.[16]

AB bu yıl, daha önceki Finansal Olmayan Raporlama Direktifinin (NFRD) yerini alan dönüm noktası niteliğindeki Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifini (CSRD) uygulamaya koyacak. CSRD, büyük ve borsada işlem gören tüm Avrupa şirketleri için sürdürülebilirlik raporlama standartlarını benimsemeyi ve ÇSY performansları ile ilgili kurum dışından güvence sağlamayı zorunlu kılıyor.[17]

AB Sürdürülebilir Finans Paketi, bölgenin COVID-19 sonrası ekonomik mücadelesinin temel taşıdır ve AB Taksonomi ve Sürdürülebilir Finans Beyanları Düzenlemesini içerir. Bu yeni düzenleme, raporlamadaki mevcut gri alanlardan bazılarına açıklık getirmeyi ve aynı zamanda çevre bilincine sahip sektörlere yatırım yapılmasını teşvik etmeyi amaçlıyor.[18]

En önemlisi, taksonomi ile ilk kez ekonomideki hangi sektörlerin sürdürülebilir yatırım iddiasında bulunabileceği sınıflandırılıyor. Yeşil etiket kazanmak, onaylı ekonomik faaliyetler listesinde yer almayı ve bir dizi ayrıntılı çevresel kriteri karşılamayı ifade eder.

Sistem üç tür yatırım fırsatını kapsar:

  • Yenilenebilir enerji projeleri gibi net sıfır hedeflere doğrudan yardım edenler.
  • Depolama tesisleri gibi sürdürülebilirlikle ilişkili gerekli altyapı.
  • %100 sürdürülebilirliğe ulaşamayan ancak ortalamanın altında emisyon üreten ve yeşil bir geleceğe geçişe yardımcı olan geleneksel faaliyetler.

Özel finansman, Avrupa’nın 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefinin merkezinde görülüyor. Bundan dolayı bu revizyonun yeni yatırımcıları pazara çekmeye yardımcı olması bekleniyor.

Uluslararası Para Fonu, kısa süre önce hükümetlerin iklim mevzuatı için özel sektör finansmanının dünya genelindeki önemini vurgularken ÇSY yatırımları için riskler artık daha yüksek olamaz.[19] 2050 yılına kadar iklim değişikliğini önlemek, yılda 500 milyar ABD dolarına mal olabilir. Bu, bir hükümetin tek başına karşılayabileceği türden bir fatura değildir.

Özel yatırımcılar, bu finansman boşluğunu dolduracak ve bununla ilgili kazançları elde edecek olanlar arasındadır. ÇSY’nin ardındaki veriler daha da ayrıntılı bir şekilde sunuldukça yatırımcılar, etik finansın gücünün sunduğu olasılıkları tam olarak keşfetmeye başlayabilirler.

Sağlıklı bir ÇSY portföyü oluşturma

Eğer ÇSY, ilkeli kâr elde etme yoluna açılan bir kapı ise, araştırma bu kârların kilidini açan anahtardır. Büyük bir yatırım bağlantı noktası olarak ÇSY, hala nispeten yeni bir kavramdır ve şu anda bir geçiş dönemindedir.

Özellikle düşük karbonlu bir topluma geçişin potansiyel olarak lojistik ve ekonomik bozulmalara neden olabilmesi söz konusuyken potansiyel özel yatırımcılar, bir fırsatın tüm operasyonel, yasal ve düzenleyici unsurlarının ayrıntılı bir durum tespiti sürecinden geçmesini gerekli görür.

Örneğin, yatırımların iklim riskine maruz kalma durumunun tarafsız olarak değerlendirilmesi, bu potansiyel piyasa bozulmalarına karşı yatırımları cesaretlendirirken, ufuktaki fırsatlara da ışık tutabilir.

Öngörülemeyen şokların (Brexit, COVID-19, jeopolitik çatışma) ortaya çıkma olasılığının gün geçtikçe arttığı bir dünyada, belirli bir sektör, bölge, şirket veya yatırım aracına bağlı kalmayı önlemek için çeşitlendirilmiş bir yatırım portföyü oluşturmak ihtiyatlı bir yaklaşım olacaktır. Bazı uzmanlara göre ÇSY ağırlıklı bir portföyün riskleri, yatırımların çeşitli sektörlere, hisse senetlerine ve yasal bölgelere yayılmasıyla azaltılabilir.[20]

ÇSY’nin yatırım portföylerine dahil edilmesine ilişkin bir rapor yayınlayan Deloitte, bir yatırımın yaşam döngüsü boyunca sağlayacağı değeri yorumlamaya yönelik dört adımlı bir yaklaşım öneriyor.[21]

  1. Strateji: Temel ÇSY hedeflerini ve yöntemlerini tanımlamak, ardından ÇSY öncelikleri merceğinden bakarak fırsatları incelemek için ölçekler oluşturmak.
  2. Faaliyetlere yatırım yapmak: Hedef şirketlerin ÇSY performansını değerlendirmek için politikalar oluşturmak ve bu sonuçları bilgiye dayalı kararlar almak için kullanmak.
  3. Sahiplik ve raporlama: ÇSY performansının belirlenen ölçütlere göre ölçülebilmesi için yatırım yapanların veri toplama ve raporlama konusunda iş birliği yapmasını ve ardından ÇSY performansının bağımsız üçüncü taraflarca onaylanmasını sağlamak.
  4. Çıkış: Hedefin bugüne kadarki ÇSY başarısının, performans ve raporlama süreçleri açısından değerlendirilmesi.

Halihazırda sağlam gözetim yapılarının uygulandığı, ÇSY’nin geniş kapsamlı bir yatırım stratejisine uygun hale getirildiği ve güvenilir verilerden yararlanarak risklerin ve fırsatların aynı oranda aydınlatıldığı bir ortam, özel yatırımcılara umut vadeden fırsatlar sunabilir.

Bağımsız ve hızlı hareket eden özel yatırımcılar genellikle, ÇSY içindeki bu değişim fırsatlarından yararlanabilecekleri en iyi konumdadırlar.

Portföy çeşitlendirmesinin yanı sıra mevcut işlere ayak uydurmanın ve pazar hakkında bilgili olmanın sağladığı fayda, halen gelişen ÇSY dünyasında faaliyet gösteren bir yatırımcının gelecekteki politik ve ekonomik gidişatları öngörmesine yardımcı olabilir. Benzer şekilde, küresel bir bakış açısı da önemlidir; çünkü sürdürülebilir yatırım bölgeden bölgeye oldukça farklı görünebilir. Araştırma her zaman sektöre özgü olmalıdır, çünkü “risk” sınırları sektörden sektöre önemli ölçüde farklılık gösterebilir. Örneğin tarımdaki iklim riskleri, perakende sektöründeki itibar risklerinden farklı bir yaklaşım gerektirir.

Birçok ÇSY yatırımcısı, sürdürülebilirliği giderek daha fazla benimsediği için değer artışına en fazla hazır olan endüstrilerdeki çevik şirketlere odaklanıyor. ÇSY modelleri hala gelişiyor. Bu nedenle, uzun vadeli getirileri önceliklendiren ve sürdürülebilir olmayan kısa vadeli yüksek getirilere karşı temkinli davranan özel yatırımcılar, en başarılı yatırıcımlar olabilir.

Paranızın fark yaratmasını sağlamanın en iyi yolu nedir? Şirketler yalnızca iyi haberleri paylaşmak isteyebileceğinden dolayı ÇSY iddialarına karşı dikkatli olun. Daha derine bakın. Moody’s, Sustainalytics, MSCI, S&P Global gibi farklı derecelendirme sistemlerine güvenin ve kullanılan verilerin kaynağını doğruladığınızdan emin olun. Daha çok çeşitliliği barındıran yönetim kurullarını teşvik etmek ve çevresel etkiler konusunda daha fazla beyanda bulunmalarını sağlamak için hissedar kararlarından ve vekaleten oy kullanma imkanlarından yararlanın. Son olarak, sizin için en önemli olan konuları sorun.

Özel yatırımcılar, kurumsal yönetim kurullarının ve hissedarların kararsız yaklaşımlarından bağımsız olarak kendi kararlarını vermek ve başarıyı tanımlamak için kendi ölçütlerini belirleyebilecekleri ideal bir konuma sahiptirler.

Özel sermaye sabırlı sermayedir: Çeyrek dönemde yatırım getirisi sağlamak için kısa süreli bir satış rekoru kırmak zorunda değildir, bunun yerine değişen dünyamızdaki dalgalanmaları ortadan kaldırabilir ve istikrarlı, uzun vadeli sonuçlar elde edebilir.

Örnek olmak

Özel sermayeyi iklim değişikliği eylemine yönlendirmek, Jameel Yatırım Yönetimi Şirketi (JIMCO) tarafından işletilen JIMCO Stratejik Varlık Fonu’nun temel hedefidir.

JIMCO Stratejik Varlık Fonu, 2018’den bu yana kaynak verimliliği, karbonsuzlaştırma, yenilenebilir enerji, dağıtılmış enerji sistemleri, elektriğe dönüşüm, ulaşım ve su altyapısı etrafında sürdürülebilir portföyler inşa eden fonlar da dahil olmak üzere dünya genelinde sürdürülebilir fırsatları destekleyen fonlara sermaye aktarmıştır.

Bunlardan biri de Yeni Zelanda’da sürdürülebilir tarıma yatırım yapan bir fondur.

Gıda üretimine “onarıcı” bir yaklaşım getirmek için yenilikçi teknoloji ve iş modellerinden faydalanarak tarımın neden olduğu su, toprak, iklim ve biyoçeşitlilik sistemlerine yönelik hasarı etkili bir şekilde tersine çevirir.

JIMCO Stratejik Varlık Fonu, onlarca yıl sürecek misyonunun heyecan verici bu ilk bölümünde, küresel olarak 65’ten fazla fona yaklaşık 2,5 milyar ABD doları yatırım yapmıştır.

JIMCO ayrıca daha sürdürülebilir ulaşım için faaliyet gösteren startup’lara da önemli yatırımlar yapmıştır.

Elektrikli araçlar ve sürdürülebilir hizmet çözümleri geliştiren ABD merkezli Rivian şirketini ele alalım. Rivian, elektrikli SUV ve pikap kamyonet üretiyor ve buna paralel olarak Kuzey Amerika genelinde kapsamlı bir şarj ağı oluşturmayı planlıyor. 66,5 milyar ABD doları değerindeki şirketin geçen yıl Kasım ayında Nasdaq borsasındaki halka arz tutarı yaklaşık 12 milyar ABD dolarına ulaştı.[22]

Yüzünü gökyüzüne dönen JIMCO, hava taksi hizmetleri için elektrikli dikey kalkış ve iniş yapabilen uçaklar geliştiren, Kaliforniya merkezli Joby Aviation’a da yatırım yaptı.

Şirketin ikinci prototip uçağı, 2024 yılında hizmet vermeye başlamadan önce şirketin üretim merkezinde testlerden geçiyor.

JIMCO İcra Kurulu Başkanı ve Abdul Latif Jameel Yatırımlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sidhesh Kaul, “Bu rakamları tartışmak mümkün değil. Dünyanın iddialı iklim hedeflerine ulaşmasında ve herkes için daha adil ve güvenli bir toplumun oluşturulmasında özel sermayenin büyük bir potansiyeli var” diyerek ekliyor.

Sidhesh Kaul, JIMCO İcra Kurulu Başkanı ve Abdul Latif Jameel Yatırımlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı.

“ÇSY fırsatlarındaki raporlama standartlarının iyileştirilmesine yönelik dev adımlar atılıyor. Bu, potansiyel yatırımcıların deneysel verilerle desteklenen ÇSY taahhütlerine hiç olmadığı kadar güvenebilecekleri anlamına geliyor.

“Ölçülebilir kriterleri uluslararası bir standarda bağlamak için kaçınılmaz olarak daha fazlasının yapılması gerekiyor. Öte yandan, ekonomik ve etik alanlar arasında daha önce görülmemiş bir şekilde ikilemde kalan milyarlarca dolarlık bir yatırım pazarının da başlangıcına tanıklık ediyoruz.”

[1] https://www3.weforum.org/docs/WEF_Global_Risk_Report_2020.pdf

[2] https://www.mckinsey.com/business-functions/strategy-and-corporate-finance/our-insights/five-ways-that-esg-creates-value

[3] https://www.valueresearchonline.com/stories/49015/the-rise-of-esg-investing/

[4] https://hbr.org/2019/05/the-investor-revolution

[5] https://www2.deloitte.com/content/dam/Deloitte/us/Documents/audit/us-audit-incorporating-esg-across-investment-portfolios-may-open-access-to-capital.pdf

[6] https://www.bloomberg.com/news/articles/2021-09-03/fund-managers-feel-heat-in-sec-crackdown-of-overblown-esg-labels

[7] https://www.bloomberg.com/professional/blog/esg-assets-may-hit-53-trillion-by-2025-a-third-of-global-aum/

[8] https://yougov.co.uk/topics/economy/articles-reports/2021/01/28/should-financial-services-companies-fight-climate-

[9] https://influencemap.org/pressrelease/The-truth-about-climate-funds-most-are-misaligned-with-the-Paris-Agreement-ee40c9b124666a5bee363fea134e3c37

[10] https://www.oecd.org/finance/ESG-Investing-Practices-Progress-Challenges.pdf

[11] https://www.weforum.org/agenda/2021/12/esg-sustainable-investment-backlash/

[12] https://www.ftadviser.com/investments/2022/01/27/can-the-fca-tackle-greenwashing/

[13] https://www.fca.org.uk/publication/policy/ps21-24.pdf

[14] https://www.bloomberg.com/news/articles/2021-09-03/fund-managers-feel-heat-in-sec-crackdown-of-overblown-esg-labels

[15] https://www.sec.gov/files/esg-risk-alert.pdf?utm_medium=email&utm_source=govdelivery

[16] https://www.bloomberg.com/news/articles/2021-06-30/eu-targets-greenwashing-by-financial-sector-in-strategy-draft

[17] https://www.ey.com/en_no/assurance/how-the-eu-s-new-sustainability-directive-will-be-a-game-changer

[18] https://www.reuters.com/business/sustainable-business/what-is-eus-sustainable-finance-taxonomy-2022-02-03/#:~:text=The%20EU%20taxonomy%20is%20a,to%20earn%20a%20green%20label.

[19] https://www.imf.org/Publications/fandd/issues/2021/09/valerie-smith-citi-private-sector-climate-change

[20] https://www.ftadviser.com/investments/2021/04/29/understanding-risk-and-reward-in-an-esg-portfolio/

[21] https://www2.deloitte.com/content/dam/Deloitte/us/Documents/audit/us-audit-incorporating-esg-across-investment-portfolios-may-open-access-to-capital.pdf

[22] https://www.cityindex.co.uk/market-analysis/rivian-ipo-everything-you-need-to-know-about-rivian/