Metaverse’ün gelişimini tahmin etmeye çalışmak, herhangi bir bebeğin gelişimini tahmin etmeye çalışmak… kadar zordur! Her ikisi de anlamlı bir yanıt verebilmek için son şeklinden çok uzaktadır. Kuşkusuz, şu anki şekilleri açıklanabilir, belki de gelecek daha sofistike sistemlerin yapı taşlarını belirler; ancak son şekillerine dair ipuçları aynı derecede netlikten uzaktır.

Metaverse sonsuza kadar gelişmeye devam edecek mi? Ne kadar büyüyecek, hangi kapıları açacak, hangi dönüşümlere (iyi veya kötü) ilham verecek? Başka bir deyişle nihai potansiyeli nedir?

Bu sorular için şu anda birkaç kesin yanıtımız var, ancak bilgiye dayalı bir varsayıma göre bu bebeğin hayatımızı yaşama şeklimizde temel bir değişimi tetikleyebileceği görülüyor.

Metaverse nedir?

Konsept olarak metaverse, 1980’lerden beri varlığını sürdürmektedir ve karakterlerin baskıcı toplumlardan kaçması için sanal bir sığınak önermek üzere imgesel bir terim olarak kullanılmaktadır. Ancak bu terim, Ekim 2021’de Facebook patronu Mark Zuckerberg’in Facebook’un ana şirketini resmi olarak “Meta” olarak yeniden markalandırmasıyla toplumun bilincine gerçek anlamda nüfuz etti. Bunu yaparak, var olan ve birlikte var olan sonsuz şekilde genişletilebilir piksellerle inşa edilmiş bir alan olarak ilk küresel, birbirine bağlı metaverse’ü oluşturmak için şirket kaynaklarını etkili bir şekilde buraya yönlendirdi.

Zuckerberg, metaverse vizyonunu “mobil internetin halefi olan bu sistemde gerçekten ne kadar uzakta olursak olalım, sanki insanlarla oradaymışız gibi hissedebileceğiz” diyerek tanımladı.[1]

Bu ifadesi hemen bir etki yarattı: “metaverse”, Google sıralamalarında hızlıca yükselen bir arama terimi olarak ortaya çıktı.[2]

Geçen yılın Ekim ayında bu kelimenin ne olduğunu arama dürtüsüne direnenler için metaverse, gerçek ve dijital dünyaların çarpışması olarak algılanıyordu. En temel düzeyde, kullanıcıların sosyal medya, oyun, dijital ortamlar ve kripto para birimleri arasında sanal olarak etkileşim kurmasını sağlayan bir teknolojidir. Metaverse, dönüşüm sürecinde daha çok boyutları olan bir deneyim haline gelecek ve kullanıcıların kendi dünyamızın paylaşımlı simülasyonuna kendilerini kaptırmalarına olanak tanıyacak.

Evet, bir gün siz (veya daha doğrusu sizi temsil eden avatar) sanal bir alana girebilir ve “normal” hayattakiyle aynı şekilde başkalarıyla etkileşime girebilirsiniz. Ortak bir iş projesinde çalışmak için sanal olarak bir araya gelebilir veya bir film veya spor oyunu ile sanal ortamda rahatlayabilir veya bir arabayı veya tatil paketini satın almadan önce sanal olarak deneyebilirsiniz.

Teknoloji, çizim tahtasından devre kartlarına adım adım geçiş yapıyor. Facebook’un Horizon Workrooms uygulaması, iş arkadaşlarının toplantı yapması için halihazırda çevrimiçi bir sanal ofis ortamı olarak hizmet vermektedir.[3]

Metaverse’te toplantı: Meta’nın Horizon Workrooms Çalışma Odaları. Görselin Sahibi © Meta

Ve bu sadece buzdağının görünen kısmı. Metaverse, günümüzün en anlaşılabilir fikirlere sahip tahmincilerinin hayal gücünün ötesinde olabilir. Henüz “metaverse”ün tek bir merkezi varlık mı yoksa bağımsız platformların örtüşmesiyle oluşan daha karmaşık bir ekosistem mi olacağını bile bilmiyoruz.

Felsefi olarak her yeniden yorumlanmasında metaverse, kendini tamamen yeniden yaratarak dünyamızı yeniden şekillendirebilir.

Yine de, Moore yasası[4] ve diğer ölçütlerde vurgulanan teknolojik gelişmenin katlanarak ilerlemesi göz önüne alındığında, metaverse’ün zaman içinde her sabah şu anda uyandığımız gerçeklikten giderek ayırt edilemez hale geleceğini varsaymak gerçek dışı bir olgu değildir. Bütün olarak bakıldığında bu bebek, sanal bir dünyayı inşa eden dijital bir tanrı gibi gücüyle övünen bir canavar haline gelebilir.

Peki, bu devrim niteliğindeki metaverse’ün yükselişini destekleyecek teknolojiler tam olarak nedir? Serüvenimiz dört harfle başlıyor: VR (Sanal Gerçeklik) ve AR (Artırılmış Gerçeklik)

VR/AR: Alternatif dünyalara bir bakış

Öngörülebilir bir gelecekte görsel bir metaverse’e kendinizi kaptırmanız için sanal gerçeklik (VR) başlık seti gibi birincil bir arayüzü takmanız yeterli olacaktır. Bu tarz ürünler başlangıçta Facebook’un kendi Oculus cihazı olarak ortaya çıkmış olsa da gelecekte Sony, HTC, Valve ve daha pek çok potansiyel rakibin piyasa sunacağı başlık setlerini de görmeye başlayacağız.

Bu başlık setleri ve bunların sahip oldukları teknolojileri temel alan halefleri, yan yana bakıldığında görüntüye derinlik katan, her göz için bir adet olmak üzere iki küçük ekran içerir. İnternete bağlı olan bir VR başlık seti, metaverse’ün paylaşımlı alanın kapılarını açabilir ve hatta masa ve dosya gibi kendi dünyamızdan taranmış ögeleri bu sanal ortama taşımamıza olanak tanır.

Artırılmış gerçeklik veya AR, küçük bir farka sahip bitişik bir teknolojidir. AR, bizi ikinci bir sanal dünyaya sokmak yerine, dijital ışığı doğrudan insan gözüne ileterek gerçek dünya ortamımızın üzerine oturtulmuş CGI (bilgisayar tarafından oluşturulan görüntü) görüntülerini yansıtır. Örneğin, bir sunum için hazır olan boş bir ofise bir beyaz tahta getirebilir veya uzaktaki iş arkadaşlarınızı bir masanın etrafında somutlaştırarak bir siber konferans için toplayabilirsiniz. Microsoft HoloLens ve Magic Leap’i içeren az sayıdaki AR başlık seti nedeniyle, AR teknolojisi VR muadillerine kıyasla bir hazırlık aşamasındadır.

Ancak bir başlık seti, ister yeni bir gerçeklik icat etmek (VR) ister mevcut bir gerçekliği desteklemek (AR) için tasarlanmış olsun, bu tür yüksek çözünürlüklü, gecikme hızı düşük cihazlar metaverse için ilk kapımız olacak.

Satış rakamlarındaki artış, tüketicilerin bu teknolojiye tepkilerini satın alarak sergilediklerini ve Meta’nın sadece geçtiğimiz Noel’de (2021) iki milyon başlık setinin yenisiyle değiştirilmesine neden olduğunu gösteriyor.[5] Yatırımcıların son 12 ay içinde yüz milyonlarca dolar tutarındaki yatırımlarını metaverse ile ilgili yazılım ve çevre birimlerini geliştiren şirketlere yönlendirmesi son derece dikkat çekici.

Google’dan ayrılarak ortaya çıkan AR platformu Niantic, Kasım 2021’de yeni bir finansman toplama döneminden sonra 9 milyar ABD doları değere ulaştı.[6]

Bu inanç, büyük olasılıkla doğru yolda. VR ve AR ünitelerinin toplam satışları, 2024 gibi kısa bir süre içinde geleneksel düz ekran konsollarının satışını aşacak gibi görünüyor.[7]

Tamamlayıcı teknolojilerin, bazı temel alanlarda hızla ilerlediği göz önüne alındığında metaverse’ün yükselişi her şeye rağmen sağlıklı görünüyor[8]:

  • Yeni nesil grafik işleme birimleri (GPU): Gerçek zamanlı sürükleyici ortamların, her zamankinden daha hızlı bir şekilde simüle edilmesini mümkün kılar.
  • Fotogerçekçi 3 boyutlu motorlar: Rakipsiz bir gerçeklikle aslına en yakın daha geniş dünyalar yaratmak için.
  • Volümetrik video: Sanal veya artırılmış gerçekliklerde gerçeğe yakın avatar görüntüleri oluşturmaya yarayan performans yakalama sistemi.
  • Yapay Zekâ (AI): Sanal karakterler için daha sezgisel, fark edilebilir insan davranışları sağlar.
  • Bulut bilgi işlem ve 5G: Karmaşık bir alternatif dünyayı işletmek için gereken tüm verileri depolamayı ve aktarmayı mümkün kılan iki yeni teknoloji.

Gelecekte bir kişi başlık setleri, ekranlar ve kumandalar üzerinden tam olarak iletim yapabilse ve görme ve işitme duyularının ötesindeki duyu yeteneklerini kullanabilse ne olurdu?

Beyin-bilgisayar arayüzlerinin (BCI) gelecekte vadettiği şey budur. Doğrudan insan beynine bağlanan implant cihazların sunacağı, oldukça zengin bir tat, doku, koku ve dokunsal hareket dünyası, tamamen yeni bir deneyim ortaya çıkararak somut ekipmanların akıcılığı yok eden özelliklerini ortadan kalkabilir. Belki de hayallerin gerçek olduğu nokta budur.

Halihazırda, bu BCI teknolojisinin embriyonik formları, konuşma kaybı olan hastaların tekrar iletişim kurmasını[9] ve fiziksel engeli olan kişilerin akıllı cihazlarla etkileşim kurmasını sağlıyor[10].

BCI’nin erişim sağladığı bir metaverse şimdilik kavram aşamasında kalabilir ancak nihai hedef olarak var olmaya devam edecektir; bu, belki de bilim kurgunun gerçek dünyaya yayıldığı bir dönüm noktası olacaktır.

Bilindik işlerle mi uğraşıyorsunuz? Metaverse’te bunlar yok

Kimse metaverse’ün (bugünkü anlamıyla) ne zaman “olgunluğa” ulaşacağını söyleyemese de satın alma, satış, iletişim, ağları genişletme, öğrenme ve fikirleri etkileme imkanı sağlayan yeni yollar sunarak ticaret ve siyaset için oyunun kurallarını değiştiren olanakları mutlaka sağlayacaktır.

Kamu veya özel sektör olarak en başından itibaren metaverse ile ilgilenmezseniz, gelecekteki sayısız potansiyel fırsatı kaçırma riskiyle karşı karşıya kalırsınız.

Oyun platformlarındaki sanal ürünlere 2021 yılında yaklaşık 100 milyon ABD doları harcandı. Bazı uzmanlar, fizikselden sanala satın alımlara (gerçek dünyada üretilen, ancak sanal bir ürün veya hizmet için kullanılan) ve sanaldan fiziksele satın alımlara (sanal dünyada üretilen, ancak gerçek bir ürün veya hizmet için kullanılan) dayanan tamamen yeni ticaret modellerinin patlamasına tanıklık ederken, bu rakamın 2024 yılına kadar yılda 1 trilyon ABD dolarına veya daha da üzerine çıkacağını öngörüyorlar.[11]

Örneğin, çocuk oyuncak firması LOL Surprise, sanal deneyimlerin kilidini açan QR kodlarıyla gerçek dünyada resimli oyun kartları satıyor. Buna karşılık, yemek zinciri Chipotle Mexican Grill, oyuncuların gerçek dünyadaki restoranlarda harcanabilen Burrito Bucks kazanmak için yemek tarifi denemeleri yapabileceği sanal bir restoranı çevrimiçi olarak başlattı.[12]

Fotoğraf sahibi: © Chipotle

Aslında metaverse’ü tamamen ayrı bir dünya olarak değil de fiziksel dünyamız ile dijital benzerinin bir yakınsaması olan “fijital” bir küre olarak düşünebiliriz.

İleri görüşlü şirketler, bugün sundukları tekliflerinin sanal dünyaya ne kadar iyi bir şekilde aktarabileceklerini düşünmeye başlamalıdır. Büyük işletmeler ve mevcut markalar için bu, erken yatırım yapmak ve açıkgöz aktörler daha ilk adımı atmadan önce bir platformda varlığını güvenceye almak anlamına gelir. Bu arada, başlangıç şirketleri eski markaların baskın pozisyonlarından pay kapmak için göreceli çevikliklerinden yararlanarak ve yeni pazarlar yaratarak bu büyük niş pazarlardan pay kapmayı hedefleyebilir.

Yeni bir dünyaya yapılan herhangi bir atılım risklerle doludur ve metaverse kesinlikle bir istisna değildir. Peki, dijital dünyada çığır açan bu yeni dalganın yaratabileceği ve biz tüketicilere yansıyabilecek, üzerinde durup düşünmemiz gereken sorunlar nelerdir?

Metaverse’te riski azaltma

Sosyal medyanın doğru olanın ne olduğunu kontrol edebilme, tarafsız tartışmaları teşvik etme ve toplumsal uyumu artırma ile ilgili tartışmalı geçmişi göz önüne alındığında, pek çok kişi metaverse’ün buna benzer suistimallerden nasıl korunabileceğini merak etmektedir. Troller, bilgisayar korsanları, siyasi kampanya yürütücüleri ve suçlular için sadece yeni bir oyun alanı mı olacak? Taciz, istismar, radikalleşme ve yanlış bilgiyi önlemek için internetin tuzaklarından bir şeyler öğrenebilir miyiz?

Şimdiye kadar yeterli derecede açık ve net yanıtlar bulunamadığı için bu sorunlar halen çözülmeyi bekliyor. Ancak, sağlıklı ve işleyen bir metaverse oluşturmak için veri koruma ve güvenlik yasalarının teknolojiyle paralel olarak gelişmesi gerektiğine dair geniş bir fikir birliğine sahip bir toplulukta, bu konular aktif olarak tartışılmaktadır.

Veri kuralları şu anda AB’nin Genel Veri Koruma Düzenlemesi (GDPR) veya Kanada’nın Kişisel Bilgilerin Korunması ve Elektronik Belgeler Yasası gibi uluslararası yasaların bir ekini oluşturmaktadır. ABD pek çok şirketi kapsamına alabilen herhangi bir federal düzenlemeye sahip değildir, ancak bunun yerine Adil Kredi Raporlama Yasası, Aile Eğitim Hakları ve Gizlilik Yasası ve Çocukların Çevrimiçi Gizliliğini Koruma Yasasını içeren karma yasalara güvenmektedir. Çin, kendi Kişisel Bilgilerin Korunması Kanunu (PIPL) kapsamında faaliyet göstermektedir.

Tüketiciler, oldukça geniş bir alana yayılan ve bir zamanlar gizli bilgi olan vücut dili, ses tonlaması, fizyolojik tepkiler, davranış kalıpları gibi verilerin reklam verenler ve dolandırıcılar tarafından kolayca erişilebilir olacağının farkına vararak yeni bir ihtiyatlı yaklaşımı benimsemek zorunda kalacaklar.

Kanada, ilginç bir örnek vaka olarak izlenmeye değer bir konumdadır. Ülkenin Gizlilik Komiseri, geçtiğimiz yıl bir Amerikan yapay zeka şirketinin yüz tanıma yazılımının bir parçası olarak kullanmak üzere internetten milyarlarca vesikalık fotoğraf toplayarak gizlilik haklarını ihlal ettiği sonucuna varmıştır.[13] Biyometrik veri tabanı, kolluk kuvvetlerine yardımcı olmak için tasarlanmıştı, ancak Kanadalı komiser bunun özel kişilerin izlenmesi ve toplu olarak kimliklerinin tanımlanması anlamına geldiğini savundu. Bu bulgu, iş ihtiyaçlarının insanların gizlilik hakkını ihlal ettiğine dair hassasiyeti vurgulayan bir bulgudur.

Kurallar, uluslararası çapta daha uyumlu hale getirilmeden, bu tür daha derin ikilemleri nasıl çözmeye başlayabiliriz: Metaverse’ün “sorumluluğu” kimde olacak? Metaverse verilerinin erişim ve dağıtımını, tek bir merkezi kurum mu kontrol edecek? Yoksa basit bir kanun maddesi ile çok sayıda kişiliğe, kamu ve özel sektör kuruluşuna, genellikle bir rekabet aracı olarak veri toplama ve ticaretini yapma konusunda yetki mi verilecek?

Bunlar toplum için yeni sorunlar değildir. Bu tür sorunlar, insanoğlu yeni bir alana girdiğinde veya dönüşüm yaratan teknolojileri benimsediğinde ortaya çıkar. Örneğin, okyanusları kim kontrol eder? Antarktika ve Kutuplar, Ay, peki ya Uzay? Ve tabii ki, günümüzün internet dünyası. Ardından tıp, cerrahi ve yapay zeka alanlarında etik ve yönetişim ile ilgili tartışmalar gelir.

Facebook, söz konusu sorunların üstesinden gelmenin veya en azından bunların üstesinden geliyormuş gibi görünmenin, kendi Halkla İlişkiler başarısı açısından ne kadar değerli olduğunun farkında gibi görünüyor. Bu yılın Mayıs ayında, “sorumlu” bir metaverse oluşturmaya yardımcı olmak için 50 milyon ABD doları tutarında bir yatırım yapacağını açıkladı.[14] Peki hedefi ne? Yaklaşan sanal ortamda ortak bir değerler sistemi oluşturmak.

Bu para, Seul Ulusal Üniversitesi, Amerikan Devletleri Örgütü ve Singapur Ulusal Üniversitesi Teknoloji, Robotik, Yapay Zeka ve Hukuk Merkezi dahil olmak üzere dünya genelinde çeşitli kurumlarda beceri geliştirme ve etik araştırmalar için gerekli finansmanın sağlanmasına yardımcı olacak. Bu fonun endüstri, kamu sektörü ve akademi arasındaki hayati işbirliğini teşvik etmesi bekleniyor.

Metaverse araştırmacısı Matthew Ball

Metaverse uzmanı ve araştırmacısı Matthew Ball, platformlar, geliştiriciler, markalar ve müşteriler arasındaki karmaşık etkileşim ihtiyacı göz önüne alındığında, metaverse’ün tam potansiyelini gerçekleştirmek için Dünya Ticaret Örgütü ölçeğinde iş birliğine dayalı bir çabaya ihtiyaç duyulabileceğini belirtiyor. [15]

Ball, metaverse’ü ilk benimseyenlerin dijital devrimin potansiyelini ortaya çıkaran eğitim ve sağlık hizmetleri sektörleri olduğu gözlemine dayanarak, bu yeni dünyanın “kuşakları derinden değiştirecek” bir olgu olduğuna inanıyor.

Sınıflardaki metaverse uygulamaları, şu an zaten öğrencilerin volkanik patlamaları mikroskobik düzeyde araştırarak sanal bilim deneylerine katılmalarına olanak sağlıyor. Bu süreçte, ABD, Maryland’deki Johns Hopkins Hastanesi’nde iki hastanın ameliyatı, AR başlık seti takan cerrahlar tarafından gerçekleştirildi.

Benzer şekilde, Abdul Latif Jameel Health’in Japon ilaç teknolojisi firması Holoeyes’a yaptığı bir yatırım, sürekli genişleyen metaverse içinde başka bir tıbbi fırsatı vurguladı.

Yarının teknolojisine küçük bir adım

Holoeyes’ın çığır açan VR cerrahi destek sistemi, doktorların bir hastanın vücuduna eşi benzeri görülmemiş bir netlikte bakabilmelerini sağlıyor, bu da daha hızlı ve daha doğru tanı imkanlarının herkese ulaştırılabilmesi anlamına geliyor. Holoeyes bir cerrahi hedef bölgesini 3 boyutlu olarak üzerinde gezinebilir şekilde görüntüler. Böylece, cerrahların yakındaki organların ve kan damarlarının konumlarını belirleyerek ve gerçek hastaya özel, genişletilmiş gerçeklik ortamları ile müdahalelerini önceden planlayarak ameliyatlar sırasında ortaya çıkan öngörülemeyen komplikasyon olasılıklarını azaltmalarına olanak tanır. Prosedürler ayrıca kaydedilebilir ve eğitim amacıyla kullanılabilir.

Holoeyes’ın, anlaması ve paylaşması kolay anatomik bilgiler sunan sanal gerçeklik teknolojisi sayesinde cerrahlar, güvenli ve doğru bir şekilde hareket edebilirler. Kaynak: Holoeyes

Sadece ayrıntılı değil, aynı zamanda hızlıdır. BT taraması Holoeyes sitesine yüklendikten sadece 15 dakika sonra 3 boyutlu bir görüntüsü ve VR uygulaması, görüntüleme cihazına indirilmeye hazır hale gelir.

Abdul Latif Jameel Health şimdi Orta Doğu ve Afrika’da 2,4 milyondan fazla cerraha hayat kurtaran VR teknolojisini dağıtmasında Holoeyes’a yardımcı oluyor.

Holoeyes’ı kullanmış olan bir Japon hastanesi, bu teknolojiyi şu ifadelerle anlatıyor “bir monitörde görüntülenen 2D görüntülerle kıyaslandığında ilgilenilen ögelerin konumunun ve pozisyonunun anlaşılmasını önemli ölçüde iyileştirir ve bu bilgiler diğer doktorlarla kolayca paylaşılabilir. Bu, ameliyat sırasındaki riskleri azaltır ve daha az deneyimli genç hekimlere eğitim verirken çok etkilidir.”[16]

Canlı verilerin güvenli platformlarda paylaşılması, kodun tüm ayrıntıları kapsayan görüntülere dönüştürülmesi, uzmanların gerçek dünyada sonuçları olan bir projede eş zamanlı olarak bir araya gelmesi gibi faydalar sağlayan bu ortak alan fikri, metaverse’ün hayatımızdaki yansımalarının sadece küçük bir kısmını ifade eder. Bu, metaverse’ün amacını keşfetmesine ve olgunlaşmasına yardımcı olacak yeni teknolojilerin ustaca bir araya getirildiğinin ve fiziksel yaşamlarımızda onunla daha sık karşılaşacağımızın göstergesidir.

Peki ya Zoom iş toplantıları ya da sevgili ailemizle WhatsApp buluşmaları gibi günlük dijital etkinliklerimiz? Bu konferanslar mevcut pasif formlarından daha deneyimsel bir şeye ne kadar zaman sonra dönüşecek? Başka bir Abdul Latif Jameel yatırımı, bu soruya da biraz ışık tutabilir.

Metaverse: günümüzün tam tersi bir gelecekle tanışın

2022 yılının başlarında, Abdul Latif Jameel Motors’un Türkiye’deki bir kolu olan Toyota Türkiye, yıllık strateji toplantısını gerçekleştireceği yer için sıra dışı bir karar alarak metaverse’ü seçti. 100’den fazla paydaş sanal olarak çeşitli VR, AR, 3 boyutlu holografik avatarlar ve diğer son teknoloji konferans kitlerini kullanarak bir araya geldi.

Abdul Latif Jameel Türkiye Başkanı ve İcra Kurulu Başkanı Ali Haydar Bozkurt, “Yeni teknolojiyi benimsemeye devam etmemiz, yenilikleri nasıl kullanabileceğimizi anlamamız ve bunları çalışmalarımıza nasıl uygulayabileceğimizi anlamamız önemlidir” yorumunda bulundu.[17]

Birkaç ay sonra, Haziran 2022’de lüks otomotiv markası Lexus Türkiye, benzersiz ve çığır açan bir “Metaverse Deneyimi” ve “fijital” basın lansmanı etkinliği olan “Özel NX NFT Eseri” ile yeni Lexus NX’i piyasaya sürdü.

Lexus’un bu etkinliği, geleneksel otomotiv lansmanlarından farklı olarak sınırları zorladığı için takdirle karşılandı. Basın üyeleri Antalya, Belek’te büyük bir salonda buluştular ve aralarında mesafe olan masalara yerleştirildiler. Etkinlikten önceki haftalarda katılımcıların fotoğrafları istendi ve Metaverse için özel olarak gerçek gibi görünen özgün avatarları oluşturuldu. Tüm katılımcılara, herkesin Metaverse evrenindeki Lexus için özel olarak hazırlanan bu dijital dünyaya sezgisel bir giriş yapmasına olanak tanıyan son teknoloji ürünü, yüksek teknoloji VR gözlükleri dağıtıldı.

Katılımcılar Lexus yöneticileriyle görüştüler, iş arkadaşlarıyla sohbet ettiler ve hatta ilk kez Metaverse ortamında yöneticilerle görüşme yaptılar. Misafirler, özellikle Lexus tasarım teması göz önünde bulundurularak yeni NX’i çeşitli farklı ortamlarda inşa etmek gibi tasarlanmış interaktif oyunlaştırma unsurlarının keyfini çıkardı.

Bu nedenle, Abdul Latif Jameel olarak, yeni doğan metaverse’ün ilk gelişim döneminde karakterize edilmesine kendi tarzımızda bir katkı sağlıyoruz.

Tüm bunlar dünyada veya Dünya 2.0’da nelere yol açabilir?

Bu, çok da uzak olmayan bir gelecekte buna benzer bir makaleyi özetleyen, gözle görülebilen farklı bir deneyim olarak karşımıza çıkabilir.

Bunu, bir cep telefonundaki bir bağlantıyı veya dizüstü bilgisayarınızdaki bir haberi izleyerek değil, gittikçe büyüyen metaverse içinde sizi tamamen saran kültürel bir ortamdaki sanal kütüphaneye göz atarken keşfedebilirsiniz. Bazı arkadaşlarınızı, avatarlarınızın gerçek hayattaki kadar doğal bir şekilde etkileşime girdiği sanal bir ortamda, sizinle aynı sehpanın etrafında oturmaları, birlikte okumaları ve sohbet etmeleri için çağırmak isteyebilirsiniz. Ve onlar gittikten sonra, belki de müzik eşliğinde makalenin üzerinden geçmeye karar vereceksiniz. Peki ne dinlemek istersiniz? Biraz melankolik hissediyorsunuz, bu nedenle belki de BCI’nız beyin sinyallerinizi okuyacak ve sizin için kişiselleştirilmiş bir senfoni oluşturacak, iniş çıkışlı duygularınıza yanıt verecek ve neredeyse olağanüstü bir dijital “an” yaratacak.

Ütopik bir metaverse hayali, belki de bir hayal olarak kalmaya devam edecek. Sonuçta, metaverse insanlar tarafından yaratıldı ve insanlar tarafından geliştirilmeye devam edecek. İnsanlar tüm harika özelliklerine rağmen kusurları da olan varlıklardır.

Ancak bu gerçek, muhtemel bir çalkantılı ergenlik döneminden çıktıktan sonra metaverse’ün kapsayıcı, zengin ve güvenli bir yer olmasını sağlama sorumluluğumuzdan bizi kurtarmaz. Ufukları genişleten, fırsatlar yaratan ve zihinleri genişleten bir yer.

Görünüşe göre, bizim neslimizin sorumluluğu bu büyük projenin temellerini atmak. Bir dünya yaratmakla ilgili ilk gerçek deneyimiz olan metaverse’ün, insanlığın yaratıcılığına ve iş birliğine kalıcı bir saygı duruşu haline gelmesine yardımcı olmak bizim sorumluluğumuzdadır.

 

[1] https://www.theguardian.com/technology/2021/oct/28/facebook-mark-zuckerberg-meta-metaverse

[2] https://trends.google.com/trends/explore?q=metaverse&geo=GB

[3] https://about.fb.com/news/2021/08/introducing-horizon-workrooms-remote-collaboration-reimagined/

[4] Moore kanunu, 1965 yılında Intel’in kurucu ortağı Gordon Moore tarafından yapılan ve yoğun bir entegre devredeki transistörlerin (ve dolayısıyla işleme gücünün) sayısının iki yılda bir iki katına çıktığını gözlemlemiştir.

[5] https://www.forbes.com/sites/charliefink/2021/12/30/this-week-in-xr-its-beginning-to-look-a-lot-like-questmas/?sh=22c4f7802580

[6] https://www.reuters.com/markets/us/pokemon-go-creator-niantic-valued-9-bln-after-coatues-investment-2021-11-22/

[7] https://www.bitkraft.vc/reality-check/

[8] https://www.weforum.org/agenda/2022/02/future-of-the-metaverse-vr-ar-and-brain-computer

[9] https://www.scientificamerican.com/article/new-brain-implant-transmits-full-words-from-neural-signals/

[10] https://www.forbes.com/sites/saibala/2020/09/21/elon-musks-neuralink-is-attempting–to-make-brain-machine-interfaces-to-help-individuals-with-paralysis/?sh=75a891365a6a

[11] https://www.mckinsey.com/business-functions/mckinsey-digital/our-insights/what-is-the-metaverse-and-what-does-it-mean-for-business?cid=eml-web

[12] https://www.businessinsider.com/chipotle-mcdonalds-wendys-metaverse-virtual-worlds-photos-2022-4?r=US&IR=T

[13] https://www.nortonrosefulbright.com/en/knowledge/publications/f54e933a/privacy-commissioners-take-position-on-using-facial-recognition-technology

[14] https://about.fb.com/news/2021/09/building-the-metaverse-responsibly/

[15] https://www.mckinsey.com/business-functions/mckinsey-digital/our-insights/the-promise-and-peril-of-the-metaverse

[16] https://holoeyes.jp/wp-content/uploads/2021/08/hiroshima.pdf

[17] https://alj.com/en/perspective/sharing-a-vision-of-a-virtual-future/